Yeniçağ yazarından, Tevhid Dergisi gönüllülerine ucuz iftira!

Yeniçağ Gazetesi yazarlarından Mehmet Faraç dün kaleme aldığı yazısında, bir yandan son günlerde ülke gündemini meşgul eden ve şiddet olaylarına dönüşen Boğaziçi eylemleri güzellemesi ile müttefiklerine selam dururken, öte yandan iktidarı köşeye sıkıştırmak amacı ile Tevhid Dergisi’nin barışçıl eylemlerine yönelik IŞİD iftirasını köşesine taşıdı.

Faraç’a göre kurulduğu tarihten bu yana hakkında tek bir iddianame düzenlenmemiş, tek bir güvenlik soruşturmasına konu olmamış Tevhid Dergisi “Sinsi bir öfkenin kabaran şiddetinden savrulan karanlık…” imiş. Bununla da yetinmeyen Faraç iftiralarını tek bir somut olaya dayandırmadan sürdürdü. Son aylarda Emniyet tarafından tespit edilen ve yargı makamlarınca haklarında açık bir şekilde soruşturmaları süren IŞİD operasyonlarını sanki Tevhid Dergisi ile ilişkiliymiş gibi ucuz bir manipülasyonla servis ediyor. Tabi ki herkes biliyor, Faraç’ın amacı maddi olguları ve hakikati ortaya çıkarmak değil; bağcıyı dövmek. Yeter ki AK Parti iktidarını, desteklediği muhalefet partisinin savları doğrultusunda hedef alabilsin. 

Faraç’ın iftira ve ithamlarına dayanak yaptığı tek argüman ise Ankara Emniyeti’nin geçtiğimiz salı günü Ankara’daki yürüyüş ile ilgili yaptığı basın açıklaması. Faraç, daha sonra sosyal medyada kendisine gösterilen büyük tepkiden sonrada aynı argümana tutunmayı sürdürerek, Emniyet’in açıklamasını defalarca kez paylaştı. Halbuki insanların akıl ve mantıkları ile dalga geçmenin bu denli kolay olmaması gerekirdi. Yazının başında, Boğaziçi eylemleri sebebiyle yerden yere vurduğu İçişleri Bakanlığı ve Emniyeti yazının sonunda iftiralarına dayanak yapmaya çalışması dikkat çekti.

Faraç’ın yazısında masum olduklarını iddia ettiği eylemciler, Boğaziçi eylemlerinde agresif bir tutum içinde olan ve dağılmama noktasında polise mukavemet gösteren bir kitle olarak karşımıza çıkıyor. Hatta Emniyet yetkililerin en üst ağızdan bu kişilerin terör örgütleri ile ilişkili olduğunu açıkladığına herkes şahit, ama Mehmet Faraç hariç. Faraç’a göre, polis araçlarına saldıran ve mukavemet gösterenler haklarını kullanan sevimli göstericiler iken, tek bir şiddet eylemi olmaksızın, basın açıklaması yapan, yürümek isteyen Tevhid Dergisi gönüllüleri ise IŞİD’ci.

Bununla birlikte idari makamların twitterdan paylaştığı bir tweete bile bu kadar ehemmiyet veren bir gazetecinin, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Halis Bayancuk Hoca için verdiği “Kovuşturmaya yer yoktur” kararına, Emniyet ve MİT tarafından verilen “IŞİD örgütü ile ilişkisi yoktur” raporlarına çok daha sıkı bir şekilde bağlanmasını beklemek gerekir, fakat modası geçmiş iftiralar ile gazetecilik yapan birisinden bu erdemi beklemek beyhude bir bekleyiş olur.

Son olarak Faraç’a şunu hatırlatmak gerekir, hiçbir hukuki değerlendirme yapmadan Emniyet açıklamasını kayda değer buluyorsa, çalıştığı gazetenin yazarlarından birinin “İstihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etmek” suçundan 6 ay tutuklu kaldıktan sonra 4 yıl 8 ay 7 gün hapis cezası verilmesini de konuşma gerekir. Yada çalıştığı gazetenin aleni bir şekilde destelediği il başkanı hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığ’nın başlattığı FETÖ soruşturması hakkında konuşalım.

Eğer Faraç adil ve dürüst bir gazeteciyse şöyle ağzını doldura doldura -yargı kararına istinaden- “devletin gizli bilgilerini ifşa eden bir suçlu” demeli, ya da bahsi geçen il başkanına sırf soruşturma açıldı diye “FETÖ” mensubu diyebilmeli. Bir tweete dayanarak barışçıl gösterileri sebebiyle bir sivil toplum kuruluşuna iftira atmak bu kadar kolay olmamalı. 

 

 

 

 

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

spot_imgspot_img

Sıcak Gelişmeler

Benzer Haberler