Koronavirüs araştırması: Testler, ölü virüsleri tespit etmiş olabilir

Koronavirüs nasıl ortaya çıktığından ne derece bulaşıcı olduğuna, semptomlarından tedavi yöntemlerine hatta gerçekte var olup olmadığına kadar bir çok spekülasyona kaynaklık etti.

Adeta koca bir bilinmez şeklinde 2019 yılının son günlerinden beri dünyanın en önemli gündem maddesi haline gelen Covid-19 salgınında her geçen gün yepyeni bir bilgi daha ortaya çıkıyor.

Yapılan bir araştırma, en net sonuç verdiği söylenen ve yaygın şekilde kullanılan koronavirüs teşhis yöntemi PCR testlerinin, vücutta ölü durumda bulunan virüsleri tespit edip sonucu pozitif olarak çıkarabileceğini ortaya koydu.

Bu da test sonucu pozitif çıksa bile bir kişide tespit edilen virüsün bulaşıcı nitelikte olmayabileceği anlamına geliyor.

Bilim insanları, bu durumun yanlış teşhislere yol açarak, pandeminin mevcut durumunun sanılandan daha ciddi ve büyük gösterme riski taşıdığı uyarısı yaptı.

Bununla birlikte bazı uzmanlar, pozitif vakaları gözden kaçırma riski düşük olan güvenilir bir testin nasıl geliştirilebileceğinin ise bilinmediğini söylüyor.

Testlerle ilgili araştırmayı yapan bilim insanlarından Prof. Dr. Carl Heneghan, bu testlerin virüsün varlığının tespit edilmesine dayalı “pozitif/negatif” sonuç vermek yerine, virüs miktarının belli bir düzeyin altında olması halinde pozitif çıkmayacak şekilde düzenlenmesini öneriyor.

Heneghan, artık etkisini kaybetmiş ölü virüslerin izlerinin testlerde tespit edilmesinin, dünya genelinde vakaların artmasına karşın hastaneye kaldırılan hastaların sayısının yatay seyir izlemesinin nedenleri arasında olabileceğini söylüyor.

Oxford Üniversitesi Kanıta Dayalı Tıp Merkezi, sonucu pozitif çıkan testlerden alınan virüs kültürlerinin petri kabına konularak, çoğalıp çoğalmadıklarının izlendiği 25 farklı çalışmadan elde edilen bulguları inceledi.

Virüslerin petri kabına konularak takibinin yapılması, söz konusu kültürün canlı olup olmadığını gösteriyor.

Covid-19 teşhisi nasıl konuluyor?

Yeni tür koronavirüsün yol açtığı Covid-19 hastalığının tespiti, PCR sürüntü testi ile yapılıyor.

Test, kişinin vücudundaki virüsün varlığını ve vücudun enfeksiyona nasıl yanıt verdiğini gösterebiliyor.

Ancak bu test yapıldığında sonucu da negatif ya da pozitif olarak veriliyor.

Alınan sürüntü örneğinde tespit edilen virüs miktarının ne kadar olduğu, bunun ne kadar aktif bir enfeksiyona işaret ettiği ise sonuçlara yansımıyor.

Vücudunda çok büyük miktarlarda aktif virüs bulunan bir kişi ile enfeksiyonu atlatıp virüsün kalıntılarını taşıyan bir başka kişi için aynı pozitif sonuç elde ediliyor.

Prof. Heneghan, enfeksiyonun yaklaşık bir hafta sonra güç kaybetmeye başladığını belirterek, testlere pozitif sonuç için tespit edilen virüs miktarına ilişkin bir alt eşik eklenmesinin hatalı pozitif sonuçların önüne geçebileceğini söyledi.

İngiltere Kamu Sağlığı Birimi, virüs kültürlerinin, koronavirüs test sonuçlarının değerlendirmesinde faydalı bir yöntem olduğunu söyledi.

Birim, hatalı pozitif sonuçların önlenmesi için laboratuvarlarla birlikte çalışmalar yaptıklarını ve bu eşiğin hangi düzeyde belirlenmesi gerektiğine ilişkin incelemeler yürüttüklerini açıkladı.

Ancak, şu anda dünya genelinde kullanılan çok sayıda farklı test kiti bulunuyor. Bunların her birinde farklı eşikler ve değerlendirme kriterleri kullanılıyor. Bu nedenle de uzmanlar, genel bir eşik belirlenmesinin zor olduğunu söylüyor.

Reading Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ben Neuman, bir hastadan alınan örneklerden virüs kültürünün çıkarılmasının “abes olmadığını” söyledi.

Ancak Neuman, “Bu değerlendirme, hastadan alınan örnekten Sars-CoV-2 kültürünü elde etmenin zorluğuyla bunun yayılma olasılığı arasında hatalı bir korelasyon kurma riski taşıyor” dedi.

Başka bazı bilim insanları da koronavirüs taşıyan bir kişinin ne kadar süre virüsü bulaştırma riskinin bulunduğunun net olarak tespit edilemediğine dikkat çekiyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

spot_imgspot_img

Sıcak Gelişmeler

Benzer Haberler