Bu yılın başında Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, yapılan bir şikayetin değerlendirilmesi üzerine Enes Çetinkaya isimli genç hakkında “suçu ve suçluyu övmek” iddiasıyla ceza kanununun ilgili maddeleri kapsamında bir iddianame düzenlenmişti.
İddianamede Enes Çetinkaya’nın Facebook hesabından, Halis Hoca’nın videolarından iki kısa kesit alıntılayarak, kişisel fikirlerini paylaşmasının suç teşkil ettiği iddia edilmiş ve cezalandırılması istenmişti.
İddia makamı, yıllardır aynı soyut gerekçelerle yargılanan Halis Bayancuk Hoca’nın videolarının suç olduğuna dair herhangi bir mahkeme kararı olmamasına rağmen Halis Hoca’yı ve fikirlerini “suç ve suçlu” şeklinde nitelendirerek, işlenen hukuksuzluklara bir yenisini eklemişti.
Halis Hoca’nın yargılamalarına bakıldığında hiçbir usuli hukuk kaidesine riayet edilmeden, delilsiz yargılamalar ile dosyaların yıllarca sürüncemede bırakıldığı ve böylelikle Hoca’nın 7 yıl 9 ayı aşan bir tutuklu yargılanma zulmüne maruz bırakıldığı görülmektedir.
Aynı iddialar ile bazen El Kaide yöneticisi bazen de IŞİD lideri olabilen Halis Hoca’ya, Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen ilk mahkûmiyet kararı İstinaf mahkemesince lehine bozularak ilk derece mahkemesine geri gönderilmiş, daha sonra yeniden yargılama yapan mahkeme bozma gerekçelerini yok sayarak 12.5 yıl hapis cezasında diretmişti. Şimdi söz konusu dosya tüm hukuksuzlukları ile yeniden İstinaf mahkemesinin önünde.
Bu karardan 2 ay önce 2011 yılından bu yana devam eden bir başka mahkeme neticelenmiş, El Kaide iddiasıyla açılan davada IŞİD’den ceza verilerek tarihe geçecek bir hukuksuzluğa imza atılmıştı. Heyet gerekçeli kararında da söz konusu hukuk fecaatini tekrarlayarak Halis Hoca’ya aynı dosya içinde, birbiriyle savaşan iki ayrı örgüte, aynı anda yöneticilik yaptığı iddiası ile ceza verdiğini tekrarladı.
Söz konusu dosyalardan toplamda 25 yıl hapis cezası alan Halis Hoca hakkında halen kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunmamaktadır. İki kararda, İstinaf mahkemesinin önündedir.
Söz konusu iki mahkûmiyet kararından önce hazırlanmış Çorlu’daki iddianame, “beğenmediğin fikri hain ilan et ve ihbar et” formulasyonunun en bariz örneklerinden birini teşkil etmektedir.
Geçtiğimiz hafta içi görülen duruşmada iddia makamı sanık Enes Çetinkaya hakkında beraat talep ederek Halis Hoca’nın vieolarının “suçu ve suçluyu övmek” kapsamında değerlendirilemeyeceğini beyan etmiştir:
“TCK’nin 215. Maddesinin 1. fıkrasında suçu ve suçluyu övme suçunun oluşabilmesi için; işlenmiş olan bir suçu veya işlemiş olduğu suçtan dolayı bir kişiyi alenen öven kimsenin bu nedenle kamu düzeni açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde cezalandırılacağı ifade edilmiştir, iddianame anlatımında sanığın herhangi bir suçu veya işlediği suçtan dolayı herhangi bir kişiyi övdüğüne dair bilgiye yer verilmediği gibi açık ve yakın tehlike oluşturan herhangi bir eylem tarifi de yapılmadığı, söz konusu olayda müsnet suçun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından, atılısuçtan sanığın beraatine karar verilmesini kamu adına talep ve mütala olunur, şeklinde beyanda bulunmuştur.”
Mütaala sonrası kararını veren heyet, savcılık mütaalasına katılarak suç unsurlarının oluşmadığını, Halis Hoca’nın videolarındaki fikirlerinin suç yada suçu övme kapsamında değerlendirilemeyeceğini belirterek Enes Çetinkaya hakkında beraat kararı vermiştir.
Bu karar, Halis Hoca’nın videolarında anlattığı İslam davetine karşı dayanılmaz bir kin ve öfke ile yaklaşan malum çevrelerin hezeyan ve kuruntularının beşeri hukuk nazarında da bir kıymeti harbiyesinin olmadığını göstermiştir.
Yüce Allah’tan bu küçük müjdeli gelişmeden sonra bizleri büyük müjde ile sevindirmesini temenni ederiz.