Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eski başkanı Selçuk Mızraklı’ya verilen 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezasını onadı. Mızraklı’nın avukatları Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunacaklarını açıkladı.
İçişleri Bakanlığı tarafından 19 Ağustos 2019’da belediye başkanlığı görevinden alınarak yerine kayyum atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı hakkında, itirafçı Hicran Berna Ayverdi’nin ifadeleri doğrultusunda “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesi tarafından onandı.
Mızraklı’nın avukatları, 9 Mart’ta verilen cezaya karşı yaptığı istinaf başvurusu, 8 Haziran’da Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesi’ne gönderildi. Dosyayı inceleyerek 13 Temmuz’da karar veren mahkeme, avukatların “incelemenin duruşmalı yapılması” talebini reddetti.
Bölge Adliye Mahkemesi’nden ret kararı
Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararı yerinde bulan mahkeme, “Yapılan yargılamaya, dosya ve duruşmaya tutanakları münderecatına, karar yerinde gösterilip tetkik edilip tartışılan hukuken geçerli ve elverişli delillere, mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan kanaat ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve tatbikine, cezayı teşdit ve tahfif sebeplerinin nitelik ve derecesi takdir olunarak, savunmanın inandırıcı gerekçelerle reddedilmesine, hukuka uygun ve yeterli olarak izah edilen gerekçeye göre, verilen hükümde bir isabetsizlik bulunmadığından istinaf sebepleri yerinde görüşmemiş olmakla, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 280/1.a maddesinin ilk cümlesi gereğince” ifadelerine yer vererek, istinaf başvurusunu reddetti.
Mızraklı’nın avukatları, temyiz için Yargıtay’a gidiyor
Mızraklı hakkında tahliye talebini de reddeden mahkeme, “Suçun niteliği, mevcut delil durumu, kuvvetli suç şüphesinin bulunduğunu gösteren dosya kapsamındaki bilgi ve belge münderecatı, isnat edilen suçun CMK’nin 100/3-a11 maddesinde öngörülen suçlardan oluşu, hükmolunan ceza miktarı karşısında kaçma şüphesinin varlığı, adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı ve atılı suç bakımından tutuklama tedbirinin orantılı bir tedbir niteliği taşıması…” diyerek, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 5 ve 6’ncı maddelerine dayanarak, tutukluluk halinin devamına karar verdi.