Ülke genelinde pandemi önlemlerinin alındığı ilk günlerden itibaren ziyaretçi yasağı ve avukat görüş hakkının kısıtlanması gibi çok sayıda önlemin alındığı cezaevlerinde vaka sayılarının arttığı mahkûm yakınları, insan hakları aktivistleri ve konu ile ilgilenen siyasetçiler tarafından bir süredir paylaşılmakta.
Fakat mahkûm ve tutukluların haklarını sınırlayarak alınan önlemlerin yanında cezaevlerinde sağlık hizmetlerinin sürece rağmen iyileştirilmediği görülmektedir. Mahkûm ve tutukluların temizlik ve hijyen malzemelerine ulaşımının oldukça zor ve pahalı olması, salgın döneminde cezaevlerine dair endişeleri artırmaktadır.
Bununla birlikte salgın süreci ile yönetimsel olarak yaşanan aksamalar ve yavaşlıklar, sıradan bir hâl almış durumda. Cezaevlerinde son yıllarda olağan bir hâl alan ihmallerin, salgın sürecinin olağanüstü şartlarında daha da arttığı görülüyor. Salgınla mücadelede maske ve temizlik malzemeleri gibi hayati öneme sahip ürünlerin idare tarafından temini bir yana mahkumların bu ürünlere kurum kantinlerinden dahi ulaşamadığı biliniyor.
Silivri Cezaevi barındırdığı 10 bin mahpus ve binlerce cezaevi görevlisi ile oldukça kalabalık bir yerleşke olarak salgın tehlikesinin bulunduğu en kritik yerlerin başında geliyor.
Son bir haftada Silivri Cezaevi’nde görülen koronavirüs vakalarının artış gösterdiği özellikle 7 ve 8 No’lu Cezaevleri’nde bulunan mahkûm ve tutukluların hemen hemen hepsinin test sonuçlarının pozitif çıktığı belirtiliyor.
Meclisten geçen infaz düzenlemesinde siyasi mahpusların kapsam dışı bırakılması ile cezaevlerinin doluluk oranlarında ciddi bir azalma olmamıştı. Cezaevlerinde salgının hızlı bir şekilde yayılacağı ve salgın yönetiminin çok zor olacağı uyarılarının kulak ardı edilmesi sonucu bugün başta Silivri Cezaevi olmak üzere birçok cezaevinde koronavirüs vakaları hızla artmaktadır.
Silivri Cezaevi’nde salgın öncesi 35 kişinin kaldığı 7 kişilik koğuşlarda karantina koğuşlarının oluşturulması ile bu sayının 45’e çıktığı belirtiliyor. Ayrıca Açık Cezaevlerinin infaz düzenlemesi sonrası boşalması sebebiyle, kapalı cezaevlerine giden yemeklerin azaldığı ve kalitesinin oldukça düştüğü aktarılan bilgiler arasında.
Kalitesiz yemekler sebebiyle mahpusların immün dirençlerinin düştüğü ve vaka sayılarının artışı ile bu durumun paralellik arz ettiği belirtiliyor. Bir başka önemli iddia ise Türkiye’nin en büyük cezaevi yerleşkelerinden biri olan Silivri Cezaevinde Covid-19 vaka sayısını düşük göstermek için virüs semptomları taşıyan mahpuslara test yapılmadığı olarak öne sürülüyor. İnsan hakları aktivistleri, siyasetçiler ve hukukçular tarafından gündeme getirilen bu ihmallerin çok sayıda tutuklu ve hükümlü yakını tarafından doğrulandığı belirtiliyor.
Son olarak Halis Hoca’mızın da tutulduğu 9 No’lu Cezaevi’nin bulunduğu Silivri Cezaevi Yerleşkesi’ndeki binlerce tutuklu ve mahkûmun yaşam hakları adına salgın önlemlerinin evveliyetle alınmasını talep ediyoruz.