CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşanan yoğun bakım servislerine dikkati çekerek, “Sadece Batman’da son bir hafta içerisinde yoğun bakım sırası bekledikleri esnada hayatını kaybeden hasta sayısı 7’yi buldu. Urfa’da memurlar filyasyon için sahaya sürüldü, hatta temizlik işçisine sürüntü aldırtılıyor. Diyarbakır’ın günlük vaka sayısı 600’ün buluyor, ifadelerini kullandı.
Sağlık Bakanlığı’nın Türkiye genelinde günlük coronavirüs vaka sayısını halen 1000’li rakamlarda açıklamasına karşın sadece Urfa’da günde 700’e yakın pozitif vaka tespit edildiğine dikkat çekerek ekledi:
“Şanlıurfa’da biri üniversite hastanesi olmak üzere dört hastanede de Covid-19 için boş yoğun bakım yatağı kalmadı. Bu kadar çok vaka artışı yaşanınca temaslı kişileri kontrol etmekle görevlendirilen filyasyon ekipleri de yetersiz kalıyor. Ne yapacağını bilemez hale gelen Sağlık Bakanlığı, Urfa’da hiçbir sağlık eğitimi almamış Müftülük ve Milli Eğitim personelini de filyasyon ekibi olarak görevlendirdi. Hatta bu da yetmeyince daha birkaç gün önce Karaköprü Diş Hastanesi’nde bir temizlik personeli, temaslı kişilerden sürüntü almaya başladı.”
Güneydoğu Anadolu bölgesinin bir diğer büyük ili olan Diyarbakır’da da 1 Haziran öncesinde günlük vaka sayısı 70’lerdeyken bugün 600’e ulaştığını kaydeden Emir, şu ifadeleri kullandı:
“1 Haziran öncesinde Diyarbakır’da yoğun bakımda tedavi gören günlük hasta sayısı 10 civarındaydı, fakat bugün itibariyle 100’ü geçti. Covid-19 hastalarına yoğun bakım hizmetinin verilebildiği yatakların hepsi dolmuş durumda. Filyasyon ekipleri, Şanlıurfa’da olduğu gibi bu ilimizde de yetersiz kalıyor.
Batman’da da 1 Haziran’dan bu yana toplam vaka sayısı 10 bine ulaştı. Günde yaklaşık 700 test yapılırken, bunun 350’si pozitif çıkıyor. Yoğun bakım yataklarının hepsi dolmuş durumda. 300 yatak kapasiteli bölge devlet hastanesinde şu anda 450 hasta yatıyor. Servislerde yoğun bakım sırası bekleyen onlarca hasta bulunuyor, hatta bu sırayı beklerken yaşamını yitiren hastalar var. Bu şekilde son bir haftada 7 hastanın hayatını kaybettiğini biliyoruz. Sağlık çalışanları da perişan halde. Son bir ay içerisinde Batman’da 10 doktor istifa etti, beş sağlık personeli de emeklilik dilekçesini verdi.”
Son duruma ilişkin bilgi veren Diyarbakır Tabip Odası (DTO) Başkanı Elif Turan, Diyarbakır’da üç gün testlerin durdurulduğunu belirterek, testler öncesi kendilerine 600 ile 700 vaka sayısının bildirildiğini kaydetti.
“Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı verilerde ilimizdeki vaka artışının ciddi boyutta olduğunu görüyoruz. Sahadan aldığımız veriler vakaların arttığı yönünde. Bu verilere göre, Bakanlığının açıkladığı tablonun üstünde vaka sayısı var. Diyarbakır’da günlük vaka artışı 300’dür. Belki bazı günlerde 400 olabiliyor. Ama ortalama 300 bandında gidiyor. Vaka artışında bir gün 700’den bahsedildi. Bir gün 600’den bahsedildi. Bugün sorduğumda 300-350 arasında. Diyarbakır’da üç gün test yapılmadı. Dün (önceki gün) test yapılmaya başlandı. Test olmayınca sayı düşer elbette. Üç gün boyunca burada test yapılmadı.”
Tüm il genelinde yatan hasta sayısının 600 olduğunu ifade eden Turan, hasta yoğunluğunun en çok yaşandığı hastanenin Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi olduğuna işaret ederek, burada 200 hastanın bulunduğu, bunlardan 75’inin yoğun bakım ünitelerinde tedavi gördüklerini dile getirdi.
Kentteki vaka sayılarını “alarm verici” olarak değerlendiren Turan, kentte 6 Ağustos itibariyle enfekte olan 346 sağlık çalışanı sayısının 84 artarak 430’a yükseldiğini aktaran Turan, “Diyarbakır’da bize ulaşan sayıya göre 430 sağlık emekçisinin enfekte oldu. 6 Ağustos’ta enfekte olan sağlık çalışanı tablosunu yayınladı. O zaman 346 kişi enfekte olmuştu. Son 2 haftada, yani 13-14 günde 84 sağlık çalışını daha enfekte oldu. Bunlar bizim ulaşabildiğimiz, hasta olup belirti gösteren sağlık çalışanları bir de asemptomik, yani belirti göstermeyen sağlık çalışanları da var” ifadelerini kullandı.
Sağlıkçıların süre giden bir enfekte olma riski ile karşı karşıya olması ve çalışma koşullarının hastalığın yayılma hızı ile paralel bir şekilde artmasının çalışanlar üzerindeki olumsuz etkisini anlatan Turan, “Sağlık çalışanlarının iş yükü her geçen gün artmaktadır. Çalışma koşullarının da düzenlenmesi gerekir. Sağlıkçılar bir çöküş noktasına, bir tükenmişlik noktasına gelmişler. Böyle devam ederse daha da tükeneceğiz ve önünü alamayacağız bu pandeminin. İlimizde 1-2 sağlık çalışanının istifa ettiği bilgisi geldi. Daha Türkiye genelinde de istifaların başladığı haberi geliyor” şeklinde konuştu.
Diyarbakır’daki pandemi hastanelerinin full kapasite ile çalıştıklarını belirten Turan, hastalığın yayılmasında etkin faktörlere dikkat çekerek, şöyle dedi:
“Testi pozitif olanlar evlere gönderiliyor. Bu ciddi bir handikaptır. Bu kişi eve gidene kadar bir sürü kişi ile temas ediyor. Eve gidince aile içi bulaşa sebep oluyor. Biz bu yüzden evde karantinaya alınacak kişilerin de takibinin yapılmasını önemsiyoruz. Filyasyon çalışmalarına önem verilmesini söylüyoruz. Bu süreç şeffaf, toplumsal katılımla yürütülmeli, tabi sağlık meslek örgütlerinin de sürece dahil edilmesi lazım. Toplumun katılımı önemsenmeli. Birinci basamağı güçlendirmeliyiz muhakkak.”
Koroanvirüsün yayılma hızının artmasında 1 Haziran itibariyle başlatılan normalleşmenin etkili olduğunu belirten Turan, şu ifadelere yer verdi:
“Halk tarafından normalleşme süreci yanlış anlaşıldı, çünkü yanlış aktarıldı. Yani pandemi bitmiş algısı yaratıldı. Aslında verilerin arttığını hepimiz görüyoruz. Her ne kadar bir meslek örgütü olarak da saha da çalışıyor olsak da bu toplumun bir parçasıyız. Kendi çevremizde bile her gün vakaları arttığını görüyoruz. Artık neredeyse Diyarbakır’da korona bulaşmamış bir aile nadirdir. Yani Bakanlığın neden öyle yaptığını hala anlamış değilim. Bir Haziran’dan sonra yaşanan normalleşme daha çok ekonomik kaygıları gözeterek yapıldı aslında. Eğer tedbirler gevşetilecekse Epidemiyolojik veriler ışığında, bilimsel veriler ışığında her bölgeye özgü şekilde tedbirlerin gevşetilmesi gerekirdi.”