Silivri 4 Nolu L Tipi Cezaevi yönetiminin mahkum ve tutuklulara yönelik keyfî uygulamaları geçtiğimiz ay yaşanan işkence ve dayak olayı ile insanlık onurunun kaldıramayacağı boyutlara ulaşmıştı.
18 Kasım tarihinde Tevhid Dergisi camiasına mensup kişilerin bulunduğu koğuşun 35 gardiyan tarafından basılarak koğuşta bulunanların dövülmesi ve bazı tutukluların kameraların görmediği bir alanda yüzlerinden kan gelinceye kadar gardiyan şiddetine maruz kalması büyük tepki toplamıştı. Daha sonrası yüzlerce kişi yaşanan bu vahim olayı kamuoyuna duyurmak amacıyla Silivri Cezaevi önünde bir basın açıklaması düzenlemek istemiş fakat cezaevinin içerisinde yaşanan hukuksuzluklar dışarıda da devam etmiş ve amaçları sadece basın açıklaması yapmak olan kitle, jandarmanın orantısız müdahalesi ile engellenmişti.
Yaşanan olaylar sonrası gardiyan şiddetine maruz kalanlardan Özcan Yıldırım Bursa H Tipi Kapalı Cezaevi’ne, Sezgin Yılmaz Eskişehir H Tipi Kapalı Cezaevi’ne, İskender Eralan Kandıra 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’ne rızaları dışında, zor kullanılarak sevk edilmişlerdir. İbrahim Görgöz’ün ise henüz başka bir cezaevine sevki gerçekleşmedi.
Yaşanan hukuksuzlukların darp raporu ile belgelenmesine rağmen mağdurların ailelerinden uzak illere sevk edilmesi, hâlâ cezaevi yönetimi ve işkence suçunu işleyen infaz memurları hakkında herhangi bir soruşturma başlatılmaması şaşkınlıkla karşılanmaktadır.
Şu ana kadar herhangi bir bakanlık yetkilisinin konu ile ilgili hiçbir açıklama yapmaması veya yapma ihtiyacı hissetmemesi ise hukukun temel ilkeleri açısından bir başka vahim tablo olarak karşımızda durmaktadır.