Ülkesinin Türkiye’yle bitirilmeyecek bir tartışma içinde olmadığını belirten Salah, aksine iki taraf arasında kabul edilmiş 2010 tarihli anlaşmaların gösterdiği üzere Mısır’ın köprüler kurmaya ve Türkiye’yle çalışmaya istekli olduğunu söyledi.
Salah, 25 Ocak Devrimi sonrasında Kahire ve Ankara’nın 2012’de Muhammed Mursi iktidarıyla yakınlaşma içine girdiği ancak Mursi’nin devrilmesiyle anlaşmazlığa düştüğü bir dönem olduğunu hatırlattı.
Mart 2010-Kasım 2013 döneminde Ankara Büyükelçiliği yapmış olan Salah, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın er ya da geç Mısır dahil dış politika tercihlerinde geri döneceğini” söyledi.
Salah: Ön şartlarımız var
Salah, Türkiye’nin Müslüman Kardeşler’e desteğe son vermesi ve Libya’da uzlaşmaya varılmasını ise ilişkilerin düzelmesi için ön şart olarak vurguladı.
Öte yandan Erdoğan’ın bir süredir izlediği politikaların “Türkiye’nin bölgesel izolasyona uğramasına yol açtığını ve Türk ekonomisini çok zor bir noktaya taşıdığını” savunan Salah, “Erdoğan’ın sadece aşırı laik kesimden değil, aynı zamanda ve daha da önemlisi, en yakın danışmanları olan siyasetçilerden gitgide artan eleştirilere maruz kalması dikkat çekici” dedi.
Kurdukları yeni partilerle Erdoğan’a muhalif bir söylem geliştiren Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun dış politika başta olmak üzere itirazlarına da değinen Salah, “Elbette alternatif ve aksi yönde siyasi gündemleri benimseyen eski ve yerleşik siyasi düşmanlar var ama burada birçoklarının başarı hikayesi olarak gördüğü bir dönemde Erdoğan’ın politika ve ekonomideki tercihlerinin önde gelen iki mimarından bahsediyorum: Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu” diye konuştu.
