İstinaf Mahkemesinin kararı ve çelişkileri

Yıllardır birbiri ile düşman iki farklı örgütten aynı anda yargılanan, bir soruşturma neticelenmeden, aynı soyut suçlamalarla hakkında bir başka soruşturma başlatılan Halis Hoca’ya Temmuz ayında Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, Eylül ayında da Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ayrı ayrı 12,5 yıl hapis cezası verilmişti.

Bu iki cezadan önce Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi 2018 Temmuz ayında Halis Hoca hakkında “IŞİD terör örgütü yöneticisi olma” suçlamasıyla 12,5 yıl hapis cezası vermişti. Ancak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi 2019/429 nolu kararı ile bu hükmü bozarak dosyayı Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne geri göndermişti. Yeniden yapılan yargılama sonrası Sakarya mahkemesi, İstinaf’ın bozma gerekçelerinde sıraladığı hukuksuzlukları olduğu gibi tekrarlayarak 18 Eylül 2020’de ilk verdiği 12,5 yıl ceza kararında direnmiştir.

İsimsiz örgütten, olmayan fiilden verilen cezaya İstinaf mahkemesinden onay

Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi ne verdiği hapis cezası kararında ne de gerekçeli kararında herhangi bir örgüt ismi veya somut bir eylem zikretmeksizin hayali bir örgüt ve hayali eylemler üzerinden Halis Hoca hakkında 12,5 yıl hapis cezasına hükmetmişti.

İstinaf Mahkemesi geçtiğimiz hafta verdiği kararda hiçbir somut olguya dayanmaksızın, usule ya da esasa ilişkin hiçbir hukuka aykırılık olmadığını belirterek yapılan İstinaf başvurusunun reddetmiş ve mahkumiyetin hukuka uygun olduğuna karar vermiştir.

Yargılamaların başından bu yana tam olarak neyin kastedildiğini kimsenin bir türlü çözemediği eylem ve delillerin müphemliği İstinaf kararında da bilinmezliğini korumaya devam etmiştir. Ne iddianame ne savcılık mütalaasında ne de gerekçeli kararda bir türlü ortaya konulamayan somut bir suç fiili ve bu suça dair delillerden bahsedilmesinden İstinaf kararında da itina ile kaçınıldığı görüldü.

İstinaf Mahkemesi’nin 2020 yılında Sakarya mahkemesinin ikinci mahkûmiyet kararına yönelik verdiği hukuka uygunluk kararı;

 

asd.png

Aynı İstinaf, mahkemenin aynı hayali suç isnatları ile 2018 yılında verdiği cezayı hukuka aykırı bularak 2019 yılında bozmuştu. Bu kadar kısa sürede ne değişti de İstinaf yargıçları bir buçuk yıl önce bozdukları cezayı -üstelik bu sefer 1 ay gibi kısa bir sürede inceleyerek- usul, esas ve tüm hukuk ilkeleri açısından uygun ve yerinde gördü.

İstinaf Mahkemesi’nin 2019 yılında Sakarya mahkemesinin verdiği ilk mahkûmiyet kararına yönelik verdiği bozma kararı;

ttt.png

Aynı heyet bir buçuk yıl önce bozduğu kararı bugün hukuka uygun buldu!

O kararda 2008 yılından bu yana çeşitli örgütlere isnat edilen, mevki-makamı sürekli değişiklik göster(il)en Halis Hoca’nın maruz kaldığı hukuki karmaşıklığa dikkat çeken İstinaf bu kez Halis Hoca’nın farklı örgütlerden yargılanmaya devam edilmesine ve örgütsüz şekilde ceza almasına dahi değinmemişti.

Halbuki, Sakarya mahkemesi ilk mahkûmiyet kararında Halis Hoca’yı “IŞİD suçlamasıyla” mahkum etmişti. Sonrasında İstinaf, ilk derece mahkemelerinin farklı örgüt isimleri ile yargılama yapmalarını gerekçe göstererek söz konusu cezayı bozmuştu. Yapılan ikinci yargılamada ise örgüt ismi dahi zikredilmeden ceza verilmişti. Ve İstinaf bir ismi dahi olmayan örgütten verilen cezayı bu sefer hukuka uygun bulmuştu.

Bir diğer dikkat çeken nokta, 2019 yılında 12,5 yıllık cezayı hukuka aykırı bularak bozma kararı veren heyet ile Eylül ayında verilen 12,5 yıllık cezayı hukuka uygun bulan heyetin aynı heyet olması. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi’nin 2019 yılında, Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği ilk mahkûmiyet kararını bozarken ortaya koyduğu tüm gerekçeler varlığını korumaya devam etmesine rağmen bugün aynı üyelerden oluşan heyet Eylül ayında verilen ikinci mahkûmiyet kararını hukuka uygun bulmuştur.

Bozma gerekçeleri olduğu gibi durmasına rağmen ceza bu sefer hukuka uygun bulundu

İstinaf mahkemesi verilen cezayı bozarken, Halis Hoca hakkında açılan birbirinin benzeri dosyaları ve farklı örgüt isnatlarının bir hukuki karışıklığa sebep olduğunu belirtmişti. Bu hukuki karışıklığın giderilmesi adına dosyaların tek bir dosyada birleştirilmesi gerektiğinin altını çizmişti. Fakat dosyalar birleştirilemediği gibi, Halis Hoca hakkında farklı örgütlerden ceza verilmeye/talep edilmeye devam edilmiştir.

İstinaf kararındaki özensizlik dikkat çekti

Göze çarpan hukuksuzluklardan biri de, kararda üzerinde düşünülmeden, alelade yazılan ifadelerin olması. Söz konusu ifadelerden yalnızca bir tanesi, “delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı…” ibaresidir.

Bilindiği üzere dosya İstinaf’ın önceki bozma kararı sonrası birleştirilmek üzere Bakırköy’e gönderilmişti. Birleştirmeyi kabul etmeyen Bakırköy, dosyayı uyuşmazlığın çözümü için Yargıtay’a göndermişti. Bu işlemler sırasında dosya fiziki olarak tüm delil ve belgelerle Yargıtay’a gitmişti. Yargıtay kararı sonrası dosya yeniden görüşülmek üzere Sakarya’ya geri gelmiş, yargılama yeniden başlamıştı.

Heyetin 2 üyesi de bu süre zarfında değiştiği için karar öncesi eksik olan delil ve belgelerin Yargıtay’dan istenmesi talep edilmişti. Bu talepleri reddeden heyet incelemediği hatta görmediği deliller üzerinden Halis Hoca’yı cezalandırmıştı.

İstinaf’ın 1 ay gibi kısa bir sürede verilen bu kararda hiçbir ayrıntıya girmemesi ve ilk verdiği kararı hiçe sayması, verilen bu kararın adaletin tesisi saikinden oldukça uzak olduğunu göstermektedir. Kolluğun başının yargıya ayar ve direktif verdiği şu günlerde, bu kararı hukuk dışı olarak değerlendirmek çok da zor olmasa gerek. Pandemi sürecinden önce en az bir yıl gibi bir sürede dosyaları görüşen İstinaf mahkemesinin bu denli karmaşık ve uzun soluklu bir dosyayı 1 ay gibi oldukça kısa bir sürede karara bağlaması karar üzerindeki şüphelerin ne denli haklı olduğunu göstermektedir. 18 Eylül’de verilen mahkûmiyet kararı, kararın yanlış mahkemelere gönderilmesi sebebiyle karardan 2 ay sonra İstinaf’ın önüne gelebilmiştir.

Bir talimatla verildiği oldukça açık olan bu hukuk dışı kararlar silsilesinin bir sonraki safhası Yargıtay incelemesi olacaktır. Yüce Allah’tan temennimiz bir sonraki kararda siyasi iradenin müdahalesi olmaksızın mevcut yazılı hukuk kuralları çerçevesinde delilsiz mahkumiyetin bozulmasıdır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

spot_imgspot_img

Sıcak Gelişmeler

Benzer Haberler