İsrail’in Kürtler Arasındaki Sosyalist Gruptan Sonra En Çok Sevdiği Topluluk: Dürziler

Değişen Ortadoğu’da her “dolmuş”a binen gayrıislami bir azınlık: Dürziler

Ortadoğu’da son dönemde yaşanan köklü değişimler bazı yerel aktörleri daha çok öne çıkardı. Suriye’nin Nusayrî tağutu Esad’ın düşüşü ve Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki Halk Devrimi, Dürzi topluluğu yeniden gündemin merkezine oturtuyor.

Dürziler, tarihsel olarak Şii gruplarla, özellikle de İran ve Hizbullah ile mesafeli bir ilişki sürdürdü. Bu mesafeli duruşun temel nedenleri hem dini hem de siyasi. Dürziler, İsmaili kökenlerine rağmen kendilerini İslam’ın dışında konumlandırıyor ve Şii teolojisini reddediyor. Bu teolojik farklılık, özellikle İran’ın dini liderlik iddialarına karşı mesafeli duruşlarının temelini oluşturuyor.

Hizbullah ile ilişkileri ise daha karmaşıktı. Lübnan’da Dürziler ve Hizbullah arasında zaman zaman taktiksel işbirlikleri söz konusu olsa da derin bir güvensizlik hakim. Hizbullah’ın İran’la yakın bağları ve Şii kimliğini öne çıkarması, Dürzileri tedirgin ediyor. Özellikle Lübnan’daki Dürzi lider Velid Canbolat’ın, Hizbullah’ın artan gücüne karşı sık sık uyarılarda bulunması, bu tedirginliği gösteriyor.

Esad rejimi ile ilişkilere gelince, bu ilişki dönemsel olarak değişiklik gösterdi. Suriye’deki Dürziler, Baas rejimi döneminde görece özerk bir yapı sürdürebildiler. Ancak bu, tam bir sadakattan çok, pragmatik bir uyum politikasıydı.

Dürzilerin inanç sistemi

Dürziler, kendilerini Muvahhidun/Monoteistler olarak adlandırıyor. Dürziler kendilerni Müslüman olarak tanımlamıyor. İslam’a göre de bu inanç tevhid dairesinin dışında. Dürzi inancı İsmaililik’ten gelişti ancak zamanla kendilerine özgü bir teolojik yapıya kavuştu. İslam’ın şartlarını kabul etmeyen, reenkarnasyona inanan ve kendine özgü bir teolojiye sahip bu inanç sistemi, Ortadoğudaki diğer islam dışı dinlerden belirgin bir şekilde ayrılıyor.

Dürziler için en kutsal yapı İsrail içinde bulunan Nebi Şuayb kompleksi
Dürziler için en kutsal yapı İsrail içinde bulunan Nebi Şuayb kompleksi

Hikmet Risaleleri ya da Risalet’ûl-Hikmet, Dürziliğin kurucuları Târik’ûl-Hâkim, Hamza ibn Ali ibn Ahmed ve El-Mu’tenâ Baha’ud-Dîn gibi din ilk öncüleri tarafından yazılmış metinler ve pastoral şiirler içeren dini kitaplar. Fakat Dürziler diğer kutsal kitapları da referans alabiliyor.

Dürzilerin kutsal metinleri arasında sadece Kur’an değil, aynı zamanda Tevrat ve İncil de bulunuyor. Buna ek olarak, Platon ve Sokrates gibi filozofların eserleri de kendilerince kutsal metinler arasında sayılıyor. Bu senktretik yapı, Dürzi inancının tarih boyunca farklı kültür ve inançlardan beslendiğini gösteriyor.

Dürzilerde toplumsal yapı ve yaşam tarzı

Dürzi toplumu, “akil” (bilge) ve “cahil” (sıradan) olmak üzere iki ana gruba ayrılıyor. Toplumun yaklaşık yüzde 10’unu akiller oluşturuyor. Bu grup dini sırları bilen ve dini liderlik yapan kesimi oluştururken, geri kalanlar gündelik yaşamlarına odaklanıyor. Din değiştirmeye ve dışarıdan evlenmeye izin vermeyen katı kurallarıyla bilinen Dürziler, bu sayede kimliklerini ve geleneklerini yüzyıllar boyunca korumayı başardı.

Dürzi inancı, kadın-erkek eşitliği konusunda Ortadoğu’daki diğer inanç sistemlerinden önemli ölçüde ayrılıyor. İnancın temel metni olan Hikmet Risaleleri’nde kadınlar ve erkekler arasında ruhani açıdan hiçbir fark gözetilmiyor. En dikkat çekici yön, kadınların dini lider olabilmesi ve “akil” (bilge) statüsüne erişebilmesi. Bu durum, özellikle bölgedeki diğer inanç sistemlerinde pek rastlanmayan bir özellik.

Dürzi teolojisi, ruhun cinsiyetsiz olduğunu ve reenkarnasyon döngüsünde ruhların hem kadın hem erkek bedenlerinde yeniden dünyaya gelebileceğini öğretiyor. Ayrıca, Dürzi inancında çok eşlilik kesinlikle yasaklanmış durumda.

İsrail’deki Dürzi toplumunda ise daha karmaşık bir durum söz konusu. Bir yandan kadınların eğitim ve iş hayatına katılımı artarken, diğer yandan geleneksel aile yapısı ve toplumsal normlar güçlü şekilde devam ediyor.

Toplumun en büyük çelişkisi, dışarıdan evlenme yasağının kadınlar üzerinde yarattığı baskıda ortaya çıkıyor. Dürzi olmayan biriyle evlenen bir kadın, sadece dini haklarını kaybetmekle kalmıyor, aynı zamanda toplumsal dışlanmaya da maruz kalıyor. Bu durum, özellikle genç ve eğitimli Dürzi kadınlar için önemli bir baskı unsuru oluşturuyor.

Dürziler varlıklı mı? Sosyo-ekonomik kaynakları neler?

Dürzilerin ekonomik durumu, yaşadıkları ülkelere ve bölgelere göre önemli farklılıklar gösteriyor. İsrail’de yaşayan Dürziler, orduda görev alma ve devlet kurumlarında çalışma avantajları sayesinde görece iyi bir ekonomik seviyeye sahip. Ancak bu durum, İsrail’deki Yahudi nüfusla karşılaştırıldığında hala alt-orta sınıf düzeyinde kalıyor.

Lübnan’da ise Dürziler, geleneksel olarak dağlık bölgelerde yaşamalarına rağmen, ticaret ve siyasetteki etkinlikleri sayesinde önemli bir ekonomik güce sahip. Özellikle Şuf Dağları bölgesindeki Dürzi aileleri, tarih boyunca hem toprak sahipliği hem de ticari faaliyetlerle öne çıkmış durumda. Bununla birlikte, Lübnan’daki ekonomik kriz ve siyasi istikrarsızlık, Dürzi toplumunu da derinden etkiliyor.

Suriye’de durum daha karmaşık. Süveyda bölgesindeki Dürziler, tarıma elverişli olmayan dağlık arazilerde yaşamalarına rağmen, diasporadaki akrabalarının ekonomik desteği ve geleneksel dayanışma ağları sayesinde ayakta kalabiliyor. Venezuela’daki büyük Dürzi diasporası, özellikle Suriyeli Dürzilere önemli ekonomik destek sağlıyor.

Dürziler Suriye iç savaşı süresince savunma pozisyonunu genellikle korudu.

Topluluğun siyasi ve stratejik önemi

Dürzilerin önemi, sayısal azlıklarına rağmen, bulundukları coğrafi konum ve tarih boyunca oynadıkları stratejik rolden kaynaklanıyor. Özellikle dağlık bölgelerde yaşamaları, tarih boyunca hem savunma avantajı sağladı hem de özerk yapılarını korumalarına yardımcı oldu.

Suriye’deki değişim ve Dürziler

Suriye’de yaklaşık 500 bin Dürzi yaşıyor ve bunların büyük çoğunluğu güneydeki Süveyda bölgesinde bulunuyor. Suriye iç savaşı sırasında genellikle tarafsız kalmaya çalışan Dürziler, özellikle IŞİD’e karşı önemli bir direniş gösterdi. Ceyş el-Muvahhidin gibi Dürzi milisleri rejim saflarında IŞİD’e karşı savaştı. Fakat Esad rejiminin çöküşü, Dürzi toplumu yeni bir stratejik pozisyon almaya zorluyor.

Suriye’de yeni bir dönem başladı. Bu dönemde Dürzilerin pozisyonu, özellikle katliamcı çete devleti İsrail’in Golan Tepeleri’ndeki varlığını genişletmesi ve bölgeye daha fazla asker konuşlandırması bağlamında kritik önem taşıyor.

Lübnan siyasetinde Dürziler

Lübnan’da modern devletin kuruluşunda rol oynayan Dürziler, bugün de ülke siyasetinde etkin bir konumda bulunuyor. Velid Canbolat liderliğindeki İlerici Sosyalist Parti, Dürzi toplumunun siyasi temsilinde önemli bir rol oynuyor. Lübnan’daki Dürziler, ülkenin karmaşık siyasi yapısı içinde denge unsuru olarak görülüyor.

İsrail’de Dürziler

İsrail’de 100 bin civarında Dürzi yaşıyor. Bu topluluk, İsrail ordusunda zorunlu askerlik yapan Yahudi olmayan tek topluluk olarak biliniyor. Bu durum, Dürzilerin pragmatik ve uyumlu yapısını gösterirken, aynı zamanda İsrail devletiyle kurdukları özel ilişkiyi de yansıtıyor.

Dürziler kimdir: Topluluğun bölgedeki en iyi ilişkileri İsrail ile.
Dürzil topluluğun bölgedeki en iyi ilişkileri İsrail ile.

Yeni dönemde stratejik pozisyon

Günümüzde Ortadoğu’da yaşanan değişimler, Dürziler için hem fırsatlar hem de riskler barındırıyor. Özellikle Suriye’deki değişim, topluluğun geleceği açısından kritik önem taşıyor. İsrail’in Golan’daki varlığını güçlendirmesi ve ülke genelinde islami şuurun yeniden canlanıp yükselmesi Dürzi toplumunu yeni stratejik kararlar almaya zorluyor.

Dürzileri gelecekte ne bekliyor?

Hizbullah’ın son dönemde yaşadığı zayıflama ve İran’ın bölgedeki etkisinin azalması ile bir yandan yeni ittifak olasılıkları doğarken, diğer yandan bölgedeki istikrarsızlık artıyor. Dürzilerin bu yeni dönemde izleyeceği politika, sadece kendi geleceklerini değil, bölgesel dengeleri de etkileme potansiyeline sahip.

Topluluk, bir yandan geleneksel değerlerini ve kimliğini korumaya çalışırken, diğer yandan değişen koşullara uyum sağlamak zorunda. Suriye’deki yeni düzen, İsrail ve Türkiye’nin artan bölgesel etkisi ve yükselen İslami hareketler gibi faktörler, Dürzi toplumunun geleceğini şekillendirecek temel dinamikler olarak öne çıkıyor.

Dürzilerin yaşadıkları bölgelerde gösterdikleri uyum kabiliyeti ve pragmatik yaklaşım, değişen Ortadoğu’da dikkat edilmesi gereken unsurlardan olacak gibi görünüyor. Özellikle Suriye’deki yeni dönemde, topluluğun alacağı pozisyon Suriye’de az da olsa bölgesel dengeleri etkileme potansiyeline sahip. Bu bağlamda, Dürzilerin geleneksel “denge politikası” ve hayatta kalma stratejileri, yeni dönemde bölgenin yapısının şekillenmesinde önemli.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

spot_imgspot_img

Sıcak Gelişmeler

Benzer Haberler