Birleşik Metal-İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM) bugün yaptığı bir açıklama ile örgütlü olduğu işyerlerinden topladığı Covid-19 verilerini duyurdu.
“Elimizdeki veriler, çalışma hayatında yaşanan vahim tabloyu gözler önüne sermektedir. Gerçekler, siyasi iktidar tarafından kamuoyuna yapılmakta olan açıklamalardan çok daha ağır ve kaygı vericidir” diyen sendika, metal sektöründe salgın ciddi boyutlara ulaştığını belirtti.
Açılanan verilere göre;
- Sendikanın örgütlü olduğu işyerlerinin dörtte üçünde aktif vaka var.
- Kimi işyerlerinde Covid-19 tanısı konulmuş işçi oranı %30’a ulaştı.
- İmalat sanayinde aktif vaka sayısı en az 112 bin.
- İmalat sanayinde 3 milyon 280 bin işçi, çalışma ortamından kaynaklı yakın salgın riski altında çalışmaktadır.
- Sendikadaki oran nüfusu temsil etseydi; vaka sayısı 2 Milyon 162 bin olacaktı.
Sendikanın açıklamasının bir bölümü şu şekilde:
Salgının başından bu yana yapılan “evde kal” çağrıları da dâhil olmak üzere, alınan önlemler tutarsız, eşit ve adil olmayan bir zeminde sürdürüldü. Ve kısa bir süre sonra salgının sınıfsal ve cinsiyetler üzerinde eşitsiz yükü daha da görünür oldu. İşçi sınıfı “kapanma” dönemlerinde “ özel izinlerle” çalışmak zorunda kaldı. İşyerlerinde alınan önlemler salgını önleme noktasında yetersiz kaldı. Kadınların hasta, çocuk bakımı ve hijyen yükü arttı. İşsizlik arttı, kadın ve genç işsizliği daha da arttı. Kadına yönelik artan erkek şiddeti ise salgının bir diğer kabul edilemez sonucu oldu.
Bu süreçte, alınan ekonomik önlemler, sermayeye “kalkan” oldu. İşçilerin birikimi olan İşsizlik Fonu patronlara kaynağa dönüştü. Salgın döneminde ücretsiz izne çıkan işçiler ise günlük 39 TL ile ailelerini geçindirmek zorunda kaldı. Kayıt dışı, günlük işlerde çalışan milyonlarca insan 39 TL’den de mahrum kaldılar. Kısa çalışma, ücretsiz izin desteği, işsizlik emekçileri bu salgın döneminde daha da yoksullaştırdı. En temel beslenme ihtiyaçlarına, sağlık hizmetlerine erişimin önüne salgının yarattığı koşullar ve yoksulluk girdi.
Özellikle 1 Haziran’dan sonra, salgını önleme vatandaşların inisiyatifine bırakıldı ve toplu koruma önlemleri bir kenara atıldı. Fabrikalar nerdeyse hiç durmadı, toplu taşımada, servislerde alının önlemler ortadan kalktı. Seyahat etme, toplu açılışlar, toplantılar devam etti. Hükümet salgını siyasi bir araca dönüştürdü. Kendi eylem ve etkinliklerine devam ederken, muhalefetin sesini kısma aracı haline getirdi. Hükümetin eylem ve etkinlikleri salgının yayılmasını hızlandıran faktörlerden biri oldu.