Çavdri, gazetecilere yaptığı açıklamada, son birkaç günde Hint birliklerinin Cammu Keşmir’de en az 5 masum Keşmirli genci öldürdüğünü belirtti.
Ekim ayının başından 21’ine kadar resmi olarak toplam 18 Keşmirlinin Hint güvenlik kuvvetleri tarafından öldürüldüğünü kaydeden Çavdri, 40’ın üzerinde kişinin de yaralandığını kaydetti.
Öte yandan Çavdri, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet’in Hindistan’da sivil toplum kuruluşlarına (STK) getirilen kısıtlamalar ve aktivistlerin tutuklanmasına yönelik endişelerine de atıfta bulundu.
20 Ekim’deki yazılı açıklamasında Bachelet, Hindistan’da “Vatandaşlık Yasası”ndaki Müslümanları dışlayan değişikliğe karşı çıkan aktivist ve insan hakları savunucularının özellikle bu yılın başında gerçekleştirdiği kitlesel protestolardan dolayı son günlerde baskı altına alındığını, protestolarla alakalı 1500’den fazla kişinin tutuklandığını kaydetmişti.
Bachelet, yabancı fonları kısıtlayan ve giderek sivil toplumun sesini boğmak için kullanılan muğlak ifadeli yasaların uygulanması da dahil olmak üzere, STK’lerin alanlarının daralmasından endişe duyduğunu dile getirmişti.
Pakistan ve Hindistan, iki ülke arasında 2003’te varılan Ateşkes Anlaşması’nın Keşmir’de sebepsiz yere ihlal edilmesi ve yaşanan can kayıpları nedeniyle birbirlerini suçluyor.
Cammu Keşmir’in özel statüsünün kaldırılması
İngiltere’den bağımsızlığın kazanıldığı 1947’den itibaren Cammu Keşmir, kendi yasalarını çıkarabilen ayrıcalıklı konumdaydı. Bu özel statü, yabancıların bölgeye yerleşmesine ve mülk edinmesine izin vermeyen vatandaşlık yasasını da içeriyordu.
Ancak Hindistan, anayasanın yarım asırdan uzun süredir Cammu Keşmir’e ayrıcalık tanıyan 370’inci maddesini 5 Ağustos 2019’da iptal ederek, bölgenin özel statülü yapısını ortadan kaldırdı ve eyaleti ikiye böldü.
Eyalet, 31 Ekim 2019’da resmi olarak merkeze bağlı Cammu Keşmir ve Ladakh “Birlik Toprağı” statüsünde iki bölgeye ayrıldı.
Kararın ardından Hint güvenlik güçleri, Cammu Keşmir’de asayiş operasyonlarını ve halk üzerindeki baskıları yoğunlaştırmıştı.
Sokağa çıkma yasağının yanı sıra internet, telefon ve ulaşım kısıtlamaları getirilmiş ve bölgedeki yerel partilerin yöneticileri ve üyeleri gözaltına alınmıştı.