Halis Hoca’nın tutukluğundan 3 bin gün geride kaldı!

Soyut suçlamalar, iki düşman örgüte aynı anda yöneticilik suçlaması ve son olarak hayali örgütler üzerinden verilen mükerrer cezalar ile birlikte hakkında yapılan yargılamalar Türk Hukuk tarihine kara bir leke olarak geçen Halis Hocamızın tutukluluk süresi 3 bin güne ulaştı.

Halis Bayancuk Hocamızın 2008 yılından bu yana süren yargılamalarda toplam tutukluluk hali 3 bin güne ulaşırken, son tutuklamadan bu yana ise kesintisiz olarak tam 1420 gündür en temel hakkı olan özgürlüğü gasp edilmektedir. Kendisini ölüm listesine alan örgütlere liderlik yapmakla suçlanan Halis Hocamız hakkında hiçbir yargılamada somut bir terör faaliyeti veya suç fiili isnat edilmemiştir. Bununla birlikte fezleke ve iddianamelerde, hiçbir şekilde ceza yargılamalarının konusunu teşkil etmemesi gereken düşünce açıklamalarına ve vicdani kanaatlere yer verilmiştir.

Altı farklı ağır ceza mahkemesi tarafından peş peşe, aynı iddialarla başlatılan yargılamalarla “Herkes, bir suçtan ancak bir defa yargılanabilir ve bir defa cezalandırılabilir.” ilkesi hiçe sayılmıştır. Söz konusu altı mahkemeden sadece ikisi yapılan itirazları kabul ederek dosyaları birleştirmiştir. Kalan 4 yargılama tüm itirazlara, lehe olan delillere, İstinaf Mahkemesi’nin birleştirme kararına rağmen, aynı soyut deliller üzerinden ayrı ayrı 12,5 yıl ceza vererek Halis Bayancuk Hocamızın toplamda 37,5 yıl hapis cezası almasına sebep oldular. Söz konusu hukuksuz üç ceza da kesinleşmemiş olup, ikisi İstinaf Mahkemesi önünde, biri ise Yargıtay önünde görüşülmeyi beklemektedir.

Mahkeme heyetleri, bugün 3 bin gün gibi rekor bir tutukluluk süresine ulaşan bu süreçte, hukukun genel ve evrensel ilkelerini, yürürlükteki ceza kanununu ve temel hakları yok sayarak Halis Hocamız hakkında görsel ve sosyal medyada haksız bir şekilde oluşturulan toplumsal linç kampanyalarının etkisinde kalmıştır. IŞİD iddiasıyla açılan bir dosyada herhangi bir IŞİD eyleminin ya da somut terör suçlamasının olmamasına aldırış etmeden, medyada ilk kez kim tarafından ortaya atıldığı dahi bilinmeyen IŞİD iftiralarının etkisinde kalmışlardır.

Verilen 3 cezadan ilki IŞİD/El-Kaide birleşimi şeklinde mutasyon bir örgüte yöneticilikten verilirken, sonraki iki cezada bu absürtlüğe düşmek istemeyen heyetler henüz vücut bulmamış isimsiz bir örgütten ceza verdiler. Pek tabii, suçlamaların ve delillerin soyut olduğu bir yargılamada örgüt de soyut olmalıydı. Bu fahiş hukuksuzluk aylar sonra yazılan gerekçeli kararlarda dahi açıklanmamış, toplamda 37,5 yılı bulan hapis cezası “Ben yaptım oldu!” edasıyla gerekçelendirilmemiştir.

Net bir ifadeyle, 2007 yılından bu yana söz konusu modern engizisyon sürecini yaşamak zorunda bırakılan Halis Hocamızın uğradığı bu hukuksuzluğun bir an önce son bulmasını talep etmekteyiz. Temennimiz ve duamız; delillerin ve iddiaların hakkaniyetli bir şekilde yeniden ele alınarak, önce tüm dosyaların birleştirilmesi, sonrasında ise hiçbir şekilde somut ve yakın bir tehdit/tehlike oluşturmayan düşünce açıklamalarının ve davet faaliyetlerinin ceza yargılamasına konu edilemeyeceği gerçeğinin görülmesidir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

spot_imgspot_img

Sıcak Gelişmeler

Benzer Haberler