Dün Bağcılar Meydanı’nda Tevhid Dergisi gönüllülerinden oluşan 40 kişilik grup tarafından gerçekleştirilen oturma eylemine müdahale edilmiş ve katılımcılar gözaltına alınmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatı ile Bağcılar İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen 40 kişinin Güvenlik Büro Amirliği tarafından ifadeleri alındı. Gece geç saatlere kadar ifade işlemleri tamamlanan 40 kişi serbest bırakıldığı fakat tamamı hakkında “Terör örgütü propagandası yapmak” suçundan işlem yapıldığı aktarıldı.
Terör örgütü yok, terör suçu yok, bu suçtan ceza alan yok ama “terör örgütü propagandası” var!
İfade tutanaklarında tek bir örgüt ismi geçmemesine rağmen hangi hukuku dayanakla böyle bir soruşturma başlatıldığına ise anlam verilemedi. İfade tutanaklarından dikkat çeken bir diğer nokta ise Halis Bayancuk Hoca hakkında herhangi bir mahkumiyet kararı olmamasının savcılığın hazırladığı sorularda dahi belirtilmiş olması. Buna rağmen soruşturmanın “terör propagandası” iddiası ile açılması şaşkınlıkla karşılandı. Savcılığın yönelttiği bir soruda “Halis Hoca olarak belirttiğiniz, terör örgütü üyeliğinden tutuklu Halis Bayancuk isimli şahsı nerede tanıdız?” ifadeleri ile Halis Hoca’nın henüz kesinleşmiş bir mahkumiyet kararının olmadığı apaçık ortada olmasına rağmen Tevhid Dergisi gönüllülerine hukuka ve vicdana aykırı bir şekilde terör propagandası suçu yöneltilmiştir.
Şimdi şunu sormak en büyük hakkımız; hakkında kesinleşmiş mahkumiyet kararı olmayan bir kişinin hukuksuz bir yargılamaya maruz kaldığını, kamu düzenini bozmadan bir oturma eylemi ile protesto eden kişilere nasıl bir gerekçe ile “terör propagandası” soruşturması başlatılabilir?
