Yakın tarihte Tevhid ve Sünnet hakikatlerini selef-i salihinin metodu üzere çekinmeden ve kınamacıların kınamasına takılmadan anlatan ve bu uğurda yılladır hapisle imtihan olan Halis Bayancuk Hoca, son cezaevi sürecinde de İslam ümmetine faydalı eserler vermeye devam ediyor.
Uzun tutukluluk süreçlerinin dezavantajını avantaja çevirmek adına, her tutukluk sürecinde İslam ümmetinin faydasına olacak eserlere imza atan Halis Bayancuk Hoca’nın son cezaevi sürecinin meyvelerinden biri de En’am Suresi’nin tefsiri oldu.
Kur’an’ın anlaşılmasını kolay ve disiplinli bir hale getiren ilim dalı olarak tanımlayabileceğimiz tefsir kavramı, Peygamber’in (as) vefatından hemen sonra İslam ümmetinin en öncelikli ilim dallarının başında gelmiştir. Her tefsir şüphesiz ki kendi alanında bir değere sahiptir. Lakin İslam tarihi boyunca ulemamız sürekli olarak tefsir yazma gereksinimi duymuşlardır. Bunun birçok sebebi olmakla beraber en belirgin sebepleri, yeni kavimlerin İslam dinine girişi, değişen sosyolojik yapılar ve yeni olayların vuku bulmasıdır.
Tefsir ilmi mustakilleştikten sonra genel olarak; rivayet, dirayet ve ahkam tefsirleri yazılmaya başlanmıştır. Bununla beraber işari tefsirler de yazılmış olsa da, ehl-i sünnetin içerisinde itibar görmemiştir.
Tevhid ve Sünnet merkezli bir daveti esas alan Halis Hoca’nın, ehl-i sünnet’in en muteber tefsir eserlerini de kaynak edinerek kaleme aldığı “Vahyin Rehberliğinde Enam Suresi Tefsiri”, alanında yazılmış ender tefsirlerden biri.
Halis Hoca kitabın girişinde, Kur’an’ın yüzlerce suresi arasından En’am Suresi’nin seçmesinin sebebini; ehl-i sünnet alimlerinin yanında racih olan görüşe göre Mekke’de bir bütün olarak inen ilk surenin En’am Suresi olmasıyla açıklıyor.
Eseri bir akide müfredatı olarak tanımlıyor Halis Hoca. Surenin İslam’ın inanç esaslarını iki yönüyle ele aldığını ve genel akışta buna vurgu yapmaya gayret ettiğini ifade ediyor. Öne çıkan bu iki özelliğin ilkini ise şöyle açıklıyor; “Sure, işlediği tüm meselelerde Kelime-i Tevhid’in nefy ve ispat metodunu kullanmıştır. Önce yanlışı ele alıp onu reddetmiş (La), sonra tevhid inancını ortaya koyarak inşa etmiştir (illallah).”
Surenin bir diğer özelliğini; cahiliye inanç ve geleneklerini detaylı bir şekilde ele alması, cahiliye toplumuna ışık tutması ve cahiliyeyi var eden sebepleri ifşa etmesi olarak tanımlıyor.
Müminin şeytanın, nefsin ve dünyanın çıkardığı engeller karşısında nasıl konumlanması gerektiğini en ince ayrıntısına kadar izah eden sure bununla birlikte zorlu imtihanlarda her zaman başvurulabilecek detaylı bir yol haritası hüviyeti de taşıyor.
En’âm Suresi; okuyana kazandırdığı dava ve mücadele şuuruyla öne çıkan bir sure. Yüce Allah’ın, İslami mücadelenin esaslarını işlediği surelerin başında geliyor.
“Tevhid davasının bilinçli düşmanları kimlerdir?”
“Dava düşmanlarının dava erlerine yönelik kurduğu tuzaklar nelerdir?”
“Hak ile batıl arasındaki husumetin mahiyeti nedir?”
“Yüce Allah’ın davanın düşmanlarına karşı değişmez kanunu/sünnetullahı nedir?”
En’âm Suresi, bu ve benzeri -dava erinin ihtiyaç duyduğu- birçok soruya da doyurucu cevaplar vermiştir.
Eser güncel ve yalın bir dille kaleme alındığından, genelde tüm müslimlerin, özelde de tevhid davetçilerinin baş ucu eseri olacak bir muhtevaya sahip.
Tevhid Basım ve Yayın tarafından yayına hazırlanan eser, tek cilt halinde ve 544 sayfadan oluşuyor.
Halis Hoca başta olmak üzere, yayında emeği geçenlere bu eserin sadaka-ı cariye olarak kıyamette şahitlik etmesini Rabbimizden temenni ederiz.
SİPARİŞ İÇİN: tevhidkitap.net