Koronavirüsle mücadelede tüm dünya ciddi yaralar aldı. Süreçte en büyük darbeyi alan ise kuşkusuz Amerika Birleşik Devletleri oldu.
The Guardian’ın Arwa Mahdawi imzalı haberindeki detaylarda çarpıcı bir gerçek ortaya çıktı. ABD’de gençlerin plazma bağışı karşılığında para kazanabilmek için kasıtlı olarak koronavirüse yakalandığı iddia edildi. Yerel kan bankaları, koronavirüs antikorları içeren her plazma bağışına 200 dolara kadar net ücret ödüyor.
Bir bağış için ödenen bu para gayet iyi bir gelir ve bu sebeple ABD’deki fakir insanların bilerek koronavirüse yakalandığı belirlendi. Koronavirüse yakalanan kişiler plazma bağışcısı olmak için sözleşme imzalıyor ve hastalığı atlattıktan sonra antikor açısından zengin kan plazmasını düzenli olarak satmaya başlıyor.
ABD’deki kan merkezleri Covid-19’dan kurtulanlara, kanın yaklaşık% 55’ini oluşturan sarımsı sıvı olan plazmaları için prim ödüyor. Her bir plazma için ödenen miktarın 200 dolara kadar çıktığı iddia ediliyor.
Öğrenciler harçlık çıkarıyor
ABD’de üniversite öğrencileri de para kazanma yolu olarak koronavirüse yakalanmayı temel hedef haline getirmiş durumda. Koronavirüse yakalanan genç öğrenciler hastalığı atlatmalarının ardından antikorlarını satarak harçlıklarını çıkardıklarını söylüyorlar. Üniversite yönetimleri bu durumdan son derece rahatsız olduklarını ifade ederken öğrencilerin hem kendi sağlıklarını hem de etrafındakilerin güvenliklerini tehlikeye attıklarını söylüyor. ABD’de bir çok insan yoksulluk nedeniyle koronavirüs döneminden önce bile sadece “geçinmek” için kan plazmalarını satıyordu. ABD’de dünyanın en gelişmiş kan plazma endüstrisinin bulunması da düşük gelirli vatandaşların yıllardan beri bu sektörü adeta bir ekmek kapısı olarak görmesine bağlanıyor.
2015 tarihinde ABD’de yayınlanan bir makalede “Plazma satmak Amerika’nın aşırı yoksulları arasında o kadar yaygın ki bu onların can damarları olarak düşünülebilir” ifadelerine yer verilmişti. Bu noktada ABD’nin bu konuda diğer birçok gelişmiş ülkeden farklı olarak kan plazması satışına izin verdiği, İngiltere ve benzeri ülkelerde bu gibi durumların önlendiği de belirtilmişti.
Kolay para kazanma yolu
ABD’de yoksul bir insan haftada iki defaya kadar bağış yapabiliyor ve bu bağış yaklaşık 90 dakika sürüyor. Her bağış sonrasında en az 30-50 dolar arasında bir ücret alan bağışçılar bu noktada ciddi paralar kazanıyor. Oysa Amerika’da saatlik asgari ücret sadece 7,25 dolar. Ufak bir kıyaslama durumunda yoksul insanların kısa sürede bu kadar ciddi bir miktar para kazanmak için bu yolu seçtiği de kolaylıkla anlaşılıyor.
Arwa Mahdawi haberinde yer verdiği görüşlerinde ise “Ara sıra kan plazması vermek size zarar vermez. Aslında, yapabiliyorsak hepimizin yapması gereken bir şey bu hayat kurtaran tedaviler için plazmaya ihtiyaç var. İngiltere, koronavirüsten sağ kurtulanları ikinci bir dalga sırasında hastalananların tedavisi için plazma bağışlamaya çağırıyor. Ancak bazı çaresiz Amerikalıların yaptığı gibi kan plazmanızı yılda 104 kez satmak başka bir mesele olabilir. Bazı uzmanlar ve araştırmalar bunun sağlıklı olup olmadığını sorguladılar. ABD’de plazmaları satmak yerine bağışlamak isterseniz bunu kaç kez yapabileceğiniz konusunda sınırlamalar var. Çünkü plazmalarını sıklıkla satan bazı kişiler migren, uyuşukluk ve bayılma gibi çok sayıda hastalığa maruz kalabiliyor.” ifadelerini kullandı.
“Tek yol bu”
Arwa Mahdawi yorumunun devamında şu ifadelerle yazısını sonlandırdı:
“İnsanların kan plazması satmasına izin verme fikrine ille de karşı değilim. Tabii ki sıkı bir şekilde denetlendiği, bağışların sayısı güvenli bir şekilde sınırlandırıldığı ve adil bir şekilde yapıldığı sürece. Bununla birlikte, plazma satışına başvurmak zorunda kalan insanlara kesinlikle karşıyım çünkü ABD’de bir refah devletinin olmayışı, durgun bir asgari ücretle çalışanlar için tek yol plazma satmak olarak gözüküyor. Plazma bağış merkezleri orantısız bir şekilde düşük gelirli bölgelerde kuruluyor ve plazma bağışı sonrasında kazanılan para vatandaşlar tarafından yiyecek ve temel ihtiyaçlarda kullanılıyor. Hepsinden öte bu dünyanın ‘en zengin ülkesi’ olarak adlandırılan ABD’de oluyor.”