Hindistan’ın dini azınlıklarının haklarını tanıtan hükümet tarafından atanan bir komisyon, polisin bu yıl Delhi eyaletindeki şiddetli ayaklanmalar sırasında yeni bir vatandaşlık yasasına karşı kampanya yürüten Müslümanları koruyamadığını idda etti.
1984 yılında Sih azınlık topluluğundan 3.000’den fazla masum insan öldürüldüğünden, bunun çoğunluğu Müslüman olmak üzere en az 53 kişi öldü ve 200 kişiden fazla insan Hindistan başkentindeki en kötü toplumsal şiddet nedeniyle yaralandı.
Komisyonun Perşembe günü yaptığı açıklamada , ABD Cumhurbaşkanı Donald Trump’ın Hindistan ziyaretiyle aynı ana denkgelen isyan günlerinde Müslüman evlerinin, dükkanlarının ve araçlarının seçici olarak hedeflendiğini söyledi.
Şiddet ve saldırılar Şubat ayında iktidardaki Hindu milliyetçisi Bharatiya Janata Partisi (BJP) liderlerinin ve destekçilerinin yeni vatandaşlık yasasına karşı düzenlenen barışçıl oturma eylemlerine saldırmasının ardından Şubat ayında patlak verdi.
Hindistan Parlamentosu tarafından Aralık ayında kabul görülen Vatandaşlık Değişikliği Yasası (CAA), Müslümanlar dışındaki komşu ülkelerden dini azınlıklar için vatandaşlık yolunu hızla izledi. Eleştirmenler, yasanın ülkenin laik anayasasının özüne aykırı olduğunu belirtti.
‘Temelinde ayrımcılık olan’ yasa
Birleşmiş Milletler’in “temelinde ayrımcılık olan” yasa, çoğunlukla Müslüman kadınların önderliğindeki ülke çapında protestoları tetikledi ve 2014 yılında devraldığı günden bu yana Başbakan Narendra Modi’ye karşı en büyük politik zorluğu ortaya koydu.
BJP önyargıyı yalanladı
Komisyon, polislerin en kötü kurbanlar olmalarına rağmen Müslümanları şiddetten suçladığını söyledi.
Delhi polis sözcüsü Anil Mittal önyargı iddiasını reddederek polisin adil davrandığını belirtti.
Anil Mittal, “752 ilk bilgi raporunu, 200’den fazla suç duyurusunda bulunduk, ayaklanmalarla bağlantılı olarak 1.400’den fazla kişiyi tutukladık. Ayrıca üç özel soruşturma ekibi oluşturduk ve hala şikayet almaya açığız.” Dedi.