Her ne kadar Anayasa’da farklı tanımlar bulunsa da Türkiye, kendi yasalarını hiçe saymaktan çekinmeyen bir hukuk(!) devleti oldu çıktı. Kapılarında ‘Adalet Sarayı’ yazan ancak hemen her gün bir hukuk skandalının yaşandığı binalarda olanlar birer kara leke olarak tarih sayfalarındaki yerini alıyor.
Zulmün ayyuka çıktığı bu duruma rağmen, hükümet yaldızlı bir başlık kullanarak yeni bir hareket başlattı. Hukuk ve ekonomide ‘reform’ hareketi. İsmindeki illüzyon bir anda herkesin dikkatini çekti ama çok geçmeden acı gerçekler bizi kendimize getirdi. Aslında amaç adaleti tahsis etmek falan değildi. Yine bazı odakların bazı çıkarları gözetilerek yapılan ve sömürü düzeni sahiplerinin kazandığı bir tiyatrodan ibaretti olanlar.
Hal böyleyken vicdan sahibi hiç kimsenin kayıtsız kalamayacağı bu duruma, sözüm ona Müslümanlardan bir tepki hiç yoksa bir kınama gelmemesi de gerçekten düşündürücü ve bir okadar da yaralayıcı, hazin bir gerçek olarak yüzümüze çarpıyor.
Mehmed Göktaş Hoca da böylesi bir duruma kayıtsız kalamadı ve bugünkü köşe yazısında bu duruma değindi. Göktaş’ın, adaleti ayaklar altına alan sistemlerin yaptığı zulümlere atıfta bulunarak güncel vakıayı eleştirdiği yazısında, ölü toprağı altında sessizce bekleyen yığınlara da değinmeden edemediği görüldü.
Sizleri, Mehmed Göktaş Hoca’nın, Halis Bayancuk Hoca’nın ciddi hak ihlalleri ve hukuksuzlukların yaşandığı yargılamalarına ve tam bir hukuk skandalı olan Hizb-ut Tahrir davasına dikkat çektiği, Doğru Haber sitesinde yayınlanan yazısını okumaya ve üzerinde düşünmeye davet ediyoruz:
Dostum, Hukuk Reformu Sizinle İlgili Değil!
Düzenlenmesi düşünülen Hukuk ve Ekonomi Reformundan bir beklentiniz varsa haberiniz olsun bu sizinle ilgili değil dostum!
Yıllardır cezaevinde yatmakta olan ve her gün hakkında yeni yeni gülünç ve tutarsız dosyalar düzenlenen Halis Bayancuk’a sesleniyorum.
Yine aynı şekilde “Dünya Hilafete Neden Muhtaç?” diye bir konferans düzenlemeyi düşündükleri ama engellenen fakat yine de haklarında 52.5 yıl ceza istenen Köklü Değişim’den Mahmut Kar ve arkadaşlarına sesleniyorum.
Ve benzer kumpaslarla İslami düşüncelerinden dolayı cezaevinde olan bütün dostlara sesleniyorum;
Biraz karamsar bir tahmin olacak; ama söz konusu bu hukuk reformundan bir beklentiniz varsa boşuna ümitlenmeyin.
Çünkü düşünülen bu Hukuk Reformu ekonomi ile bağlantılı, adı da öyle; Hukuk ve Ekonomi Reformu. Özellikle dışardan gelecek yatırımcılara mülkiyet hakkı başta olmak üzere bir takım hukuki güvenceleri içermektedir.
Hatta adalet bakanı ile ekonomiden sorumlu bakan bu konuda ortak çalışma yapıyorlar, başta Tüsiad, Müsiad olmak üzere iş dünyasının tamamıyla görüşmelere başladılar.
Sevgili dostlar, sunu kabul edin ki dolaylı da olsa sizin hiç bir ekonomik değeriniz yoktur. Sizin gibi birileri cezaevinde olduğu için hiç bir yatırımcı yatırımından vaz geçmez.
Diyelim ki dışardan gelip yatırım yapmayı düşünen Volswagen, Bosch, Toyota ve benzer firmalar Mahmut Kar veya Halis Bayancuk gibilerinin içerde oluşunu bahane ederek yapmayı düşündüğü yatırımdan vaz geçmez.
Fakat sizin de bildiğiniz gibi bir takım isimler vardır ki onların cezaevinde oluşunu ve benzer kişilerin arada böyle içeriye alınıyor olması söz konusu yatırımcıları caydırır mı, caydırır.
Hatta sevgili dostlar, sizin gibilerin içeride olması yatırımcıları teşvik bile eder. Sizi dışardan geleceklere göstererek; “ bakın biz Radikal İslam’la böyle mücadele ediyoruz” derler. Hani faydası da olmaz değil.
Sizin de bu ülkenin ekonomisine dolaylı da olsa bu kadarcık katkınız olsun canım.
Mehmed Göktaş | Doğru Haber