Geçtiğimiz ay Türkiye Halk Bankası ile aralarındaki maddi sorunlar nedeniyle yönetimine el konulan İstanbul Şehir Üniversitesi’nin kurucu vakfı olan Bilim ve Sanat Vakfı’nın yönetimine de 3 kişilik geçici kayyum heyeti atandı.
Kurucuları arasında Ahmet Davutoğlu’nun olduğu Bilim ve Sanat Vakfı’na kayyum atandığı haberi dün akşam saatlerinde ajanslara düşmüştü.
1986 yılında kurulan vakıfta, tarih, sinema, sosyoloji alanında seminerler veriliyordu. Vakıf, eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu’na yakınlığıyla biliniyordu.
Dün vakıf binasına gelen Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden 3 kişilik geçici kayyum heyeti Bilim Sanat Vakfı’nın yönetimini devraldı.
Daha önce de vakfa ait İstanbul Şehir Üniversitesi’nin yönetimine el konulmuştu. Aynı sürecin devamı olarak üniversitenin kurucu olduğu vakıf da kayyum yönetimine girdi.
Muhafazakar camiada tepkiler artıyor, kırılma yaşanabilir
Bu uygulama ‘muhafazakar’ kimliğiyle bilinen bazı isimlerce de tepkiyle karşılaştı.
“Utanç verici”
Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya de BİSAV’ın “28 Şubat zorbalığının doğrudan hedef aldığı eğitim alanında gençler için bir nefes borusu, bir sığınak” olduğunu söyledi ve yapılanın “utanç verici” olduğunu savundu.
Bilim ve Sanat Vakfı gibi bu ülkede İslami birikime katkı sağlamış ve bilhassa da 28 Şubat zorbalığının doğrudan hedef aldığı eğitim alanında gençlerimiz için bir nefes borusu, bir sığınak işlevi görmüş bir kurumun maruz kaldığı muamele utanç vericidir!https://t.co/excTOJXUKm
— Rıdvan Kaya (@RidvanKaya_) January 21, 2020
İnsan ve Medeniyet Hareketi (İMH) konuyla ilgili bir açıklama yaptı
İMH YİK Başkanı Kemal Özden imzasıyla yapılan açıklamada, “Üniversiteye el koyma sürecini vakfa taşımak asla kabul edilemez. Bilim ve Sanat Vakfı, bugüne kadar ortaya koyduğu çalışmalar ile binlerce kişinin karşılıksız hizmet aldığı, itibarlı ve İslami camia adına önemli bir kurumdur” denildi.
“Yaşanan süreç maalesef İslami camiaya karşı güveni ciddî manada zedelemektedir” ifadelerinin yer aldığı açıklama şu ifadeler yer aldı:
Kazananı olmayan; ama kaybedeni İslami camia olan bu sürecin bir an önce suhulete kavuşması en büyük arzumuzdur.Siyasî olarak yaşanan rekabet, binlerce insanı ve kurumu tedirgin etmektedir. Yaşananların vakıf kültürümüze ve geleneğimize büyük bir zarar vereceği aşikârdır. Bir akıl tutulması olarak gördüğümüz bu süreç devam ettirilmemelidir.
İLKE İlim Kültür Eğitim Vakfı da tepki gösteren sayılı kurum arasındaydı. Vakfın Twitter hesabından konuyla ilgili şöyle denildi:
Bilim ve Sanat Vakfı’na kayyum atanması kabul edilemez. Bu hususta kamuoyunu ikna edici bir açıklama yapılmalıdır. Yöneticilerin açık bir suistimali söz konusu değilse vakıflar dokunulmazdır. Bu yolu açmanın vebali büyüktür ve güven kaybının sonuçları ülkemiz için vahim olur.
Bilim ve Sanat Vakfı’na kayyum atanması kabul edilemez.
Bu hususta kamuoyunu ikna edici bir açıklama yapılmalıdır.
Yöneticilerin açık bir suistimali söz konusu değilse vakıflar dokunulmazdır.
Bu yolu açmanın vebali büyüktür ve güven kaybının sonuçları ülkemiz için
Yeni Şafak gazetesi yazarı Yusuf Kaplan, BİSAV’ın yönetimine el konulmasını “tedirgin edici” olarak nitelendirerek “40 yılda, 50 yılda dişimizle tırnağımızla inşa ettiğimiz İslâmî entelektüel birikimi bir gecede imha ediyoruz!” dedi.
“Bu sürecin galibi olmayacak”
Bağımsız İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu tepkisini “Aslında 28 Şubat bitti demiştik ama bugün adeta zafere koşuyor” şeklinde gösterdi. Yeneroğlu, ” 28 Şubat’ın sadece mütedeyyin kesimi hedef aldığı zannına kapıldık, travmalarımız sorumluluklarımızı bastırdı, herkes için özgürlükçü Türkiye hedefinden saptık, tarihten ders çıkarmadık. Bu sürecin galibi olmayacak” dedi.
Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan, “Bilim Sanat Vakfı’na kayyum atanmış” cümlesinin “can sıkıcı” ve “can acıtıcı” olduğunu belirtti.
“Karar, İslami camiada derin kırılmalara sebep olabilir”
İHH Mütevelli Heyeti Üyesi Osman Atalay, kayyum kararının “iyi düşünülmeden alındığını” söyledi.
“İçimizdeki Kufeliler”
Karar yazarı Yıldız Ramazanoğlu “Kendimizi imha ediyoruz” derken ilahiyatçı Metin Karabaşoğlu ise “Büyük yanlışlara ses etmeyip, büyük adaletsizlikler karşısında tepkisiz kalan nicelerini, ‘ne hassas adam’ yahut ‘ne de müttaki’ dedirtecek şekilde ‘ince mesele’lerle meşgul halde görürüz. ‘İçimizdeki kûfeliler’ diyesim geliyor öyleleri için…” değerlendirmesinde bulundu.
“Sıcak bir mektepti”
Star gazetesi yazarı Sibel Eraslan da tepki gösteren isimler arasıdaydı. Eraslan, “Bilim Sanat Vakfı, entelektüel bir çatı olmanın yanısıra, üniversite yasakları esnasında kesintiye uğrayan eğitim dünyamızı onaran sıcak bir mektepti bizler için. İslami çevrelerin emeği ve birikimiyle kurduğu bir müessesenin bugün kayyım idaresine devredilmesi cidden üzücü” ifadelerini kullandı.
Cihan Aktaş da yaşananlara sessiz kalmayan yazarlar arasındaydı. “Bilim ve Sanat Vakfı arkasında uzun bir mazisi olan, pek çok kültür ve sanat insanının yetişmesine emeği geçmiş oturmuş bir kurum. Kayyum denetimiyle kültür sanat faaliyetleri bir arada nasıl düşünülür, nasıl nitelikli çalışmalar yapılması beklenir o şartlar altında…”