22 Eylül 2020’de Hizb-ut Tahrir’e üyelik suçlaması ile hukuksuz bir şekilde gözaltına alınan ve şu an Antalya Cezaevi’nde tutuklu bulunan Tayfun Kocabaş’ın evine, dün gece sadece eşi ve kayınvalidesinin bulunduğu halde gece sabaha karşı 04.00 sularında polis olduklarını söyleyen 3-4 kişi geliyor.
Ev arama izin belgesi olmadan eve girmek istediler
Ayşe Kocabaş, eşi Tayfun Kocabaş’ın avukatına verdiği bilgilere göre; dün gece 3-4 kişi gelip gecenin bir saatinde zile basıp kapıyı çalıyor. Kendilerini polis olarak tanıtan ve kimliklerini gösteren kişiler ellerinde ev arama ya da herhangi bir resmî belge olmadan içeri girmek istiyorlar. Ayşe Kocabaş kapıyı açmayınca evin kime ait olduğunu, eşinin nerede olduğunu, evin su ve elektrik faturalarını görmek istediklerini söylüyorlar. Polis olduğunu söyleyen kişilerden biri Ukrayna vatandaşı olan Ayşe Hanım ile Rusça konuşuyor. Sonra da istediklerini alamayınca da “yanlış yere gelmişiz” deyip binada başka herhangi bir dairenin ziline basmadan çekip gidiyorlar.
Avukat Mustafa Kocamanbaş hukuksuzluğa tepki gösterdi
Avukat Mustafa Kocamanbaş, konu ile ilgili Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şunları söyledi: “Eşi haksız yere cezaevine atılmış Müslüman kadınların evlerine yüzleri maskeli bir şekilde gece 3’te gidip, sorular sorup, bilgi almaya çalışıp, sonra pardon yanlış gelmişiz diyenler; en büyük namussuz ve korkaklardır, gücünüz yetiyorsa terör devleti, ABD ve Rusya’dan hesap sorun.”
Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar ise bu gelişme üzerine şu açıklamayı yaptı: “Antalya Emniyeti eğer ki gece baskınını resmi bilgi dâhilinde yaptıysa bunun belgesini açıklaması gerekir. Yok, eğer gayri resmi eşkıya gibi gece baskını yaparak Müslüman kadınlara, ailelere korku vermeye çalışıyorsa, bizde Allah’ın korkusu ile onları uyarıyoruz.”
Köklü Değişim Yazarı Hakkı Eren ise hem bu gelişme üzerine, hem de bugün Ankara’da Selçuk ÖZDAĞ’ın yaşadığı menfur saldırı ile ilgili sosyal medya hesabından şunları söyledi: “2021 reform yılı olacak diye edebiyat yapanların asıl gayesi yeni ABD Başkanı Biden’a göre pozisyon almaktır. Zaten bunu dolaylı yoldan ifade ettiler. Ancak yargı reformu yapmalarına hiç gerek yok. Sokaklarda ve emniyet de meydana gelen eşkiyalığı ve çeteleşmeyi önlesinler kâfi… Önlemek derken de talimat verseler kâfi! Zira bugün iki olay meydana geldi. Birincisi; Eşi Hizb-ut Tahrir davasından haksız bir şekilde tutuklu bulunan Tayfun Kocabaş’ın evine gece 03’te mafyavari bir şekilde yüzleri maskeli gelenler. Sonra da “pardon” yanlış gelmişiz deyip çıkıp gidenler. Sizce geldiği evi su faturasına bakarak mı öğreniyor devlet! İkincisi ise; Başkentin göbeğinde Cuma namazına gitmeye çalışan Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’a yapılan saldırı… Cumhur İttifakı sayesinde sokak ortasında yargı dağıtanlar reform değil devrim yapsalar ne olur. Evet, hedef 2023 ama ülkede yaşananlar hâlâ 90’lı yıllar! Yazıktır, günahtır, ayıptır…”