Geçtiğimiz aylarda Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmekte olan bir davada Bursa Tevhid Dergisi gönüllülerinden Özcan Ulaşkın’ın tanıklığına başvurulmak istendi. Ulaşkın’dan davaya katılıp belli hususlar hakkında tanıklık yapması talep edildi. Mahkemenin çağrı kağıdının kendisine ulaşması sonrası ilk gittiği duruşmada tanıklık yapmadan önce kendisinden “Bildiğimi dosdoğru söyleyeceğime namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim (CMK/55)” şeklindeki yemin metnini tekrarlaması ve sorulara cevap vermesi istendi.
Ulaşkın, İslam inancında Allah dışında hiçbir şey üzerine yemin edilmeyeceğini, Resulullah’ın sahih hadislerle (“Allah dışında bir şey üzerine yemin eden kimse şirk koşmuştur.” Ebu Davud, 3251; Tirmizi, 1535) bunu yasaklandığını, dilerlerse Allah üzerine yemin ederek sorulara cevap verebileceğini belirtti. Mahkeme başkanının tanığı dinlemesi için görevlendirdiği üye hakim bu durumu kesinlikle kabul etmeyeceğini, şayet İslam inancına aykırı olan söz konusu yemin metnini tekrarlamaması halinde kendisini hapis cezasına çarptıracağını söylemiştir. Allah adına yemin etmek istemesini “sebepsiz tanıklıktan çekilmek” olarak değerlendireceğini ve tanıklıktan kaçınmanın cezası olan disiplin hapis cezası ile cezalandıracağını söylemiştir.
Son olarak İslam’ın onaylamadığı bir yemin metnini söylemesinin mümkün olmadığını belirten Ulaşkın’a mahkeme, kanunda üst sınırı 90 gün olan disiplin hapis cezasını en üst sınırdan takdir ederek 90 gün disiplin cezası verdi. Uygulamada disiplin cezaları 3 günden 90 güne kadar verilmekte, süre hakimin takdirine bırakılmaktadır.
Özcan Ulaşkın’ın maruz kaldığı bu keyfi uygulama apaçık bir zulme dönüşmüştür.