Diyanet Kurumu, hilafetin ilga edildiği 3 Mart 1924 tarihinde kuruldu. Laik bir devlette hiçbir şekilde dinin devlete, devletin de dine müdahale edemeyeceği alenen belirtilmesine rağmen daha cumhuriyetin ilk yılında bu ilke çiğnenmiş oldu.
Aslında bu Kurumun niçin kurulduğu açık bir şekilde belli idi: Osmanlı Devleti’nde yetişmiş olan bir toplumun, var olan dinî hassasiyetlerini kontrol altına almak ve İslam’a karşılık devletin dinini insanlara dikte etmek. Cuma hutbelerini inceleyen herkes bu kontrolün nasıl sağlandığını net bir şekilde görecektir. Diyanetin hutbeleri ile İslam’ı tanımak isteyen bir kişi, İslam’ın sadece çiçek ve böcekleri korumak için indirilmiş, hiçbir şeye ve hiç kimseye karışmayan bir din olduğunu zannedecektir.
Kur’ân’ın birçok ayetinin gizlendiği ve anlatılmadığı ya da manasının tahrif edilerek açıklandığı bu hutbelerden başka bir şey anlamak da zaten mümkün değildir.
Haklarını yemeyelim! Diyanetin, arada sırada güncel meseleler hakkında fetva verdiğini de söylememiz gerekir. Maaşlarını aldıkları devlete para lazım olunca verdikleri faiz fetvası bunun en güzel örneği…
Gelelim günümüze: Ali Erbaş’ın zina/eşcinsellik ile ilgili söylediği şeyler tartışılıyor. İnsan hayret ediyor. İslam’ın bu kadar net bir şekilde yasakladığı ve fıtratları selim olanların asla kabul edemeyeceği bu çirkinliği anlatmak, bundan sakındırmak neden bu kadar tepki çeker? Sonra bir anda bu topluma “din”i anlatan Diyanet Kurumu ve onu adım adım takip eden cemaatler topluluğu aklımıza geliyor ve bu sefer niçin hayret ettiğimize hayret ediyoruz.
Diyanete bu konuda tepki gösterenlere kızanlar, dönüp kendilerine bakmalı ve savundukları kurumun yıllardır “din” adı altında neyi anlattığını araştırmalıdır. Diş fırçalamanın faziletini yıllarca hutbelerden din diye anlatırsan zina haramdır dediğinde işte böyle bir toplumsal tepkiyle karşılaşırsın… Son olarak, haftaya verecekleri hutbe için Diyanete bir konu tavsiyesinde bulunalım: Zina haramdır. Eşcinsellik haramdır. Peki, bu ve diğer tüm haramlara müsaade edenler, yol açanlar kimlerdir? Bunlara bir şey demeyi düşünüyor musunuz?
Halis Bayancuk [Ebu Hanzala]
Silivri 9 Nolu Kapalı Cezaevi
