Libya’da devam eden iç savaşta ilginç bir ticaret sürmeye devam ediyor.
Bilindiği gibi savaşın bir tarafı, Birleşmiş Milletler (BM) ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu kesim tarafından desteklenen ve meşru kabul edilen Ulusal Mutabakat Hükümeti, diğer taraf ise muhalif görülen ve özellikle Rusya’nın desteğini arkasına alan general Hafter güçleri.
Hafter’in elindeki bölgelerden çıkarılıp ihraç edilen petrolün geliri, Trablus’taki Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin hesabına yatıyor. Merkez hükümet ise parayla maaş ödemeleri yapıyor. Tabi maaş alanlar arasında, Hafter saflarında bulunan memurlar ve askerler de bulunuyor.
İç savaş olan ülkelerde iç içe geçmiş ekonomik ilişkilerden dolayı taraflar kıyasıya çatışsa da belli alanlarda işbirliği yapmayı sürdürmek zorunda kalıyor.
Halen Türkiye’nin desteklediği ve Birleşmiş Milletler’in tanıdığı Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile ülke genelinde ayrılıkçı isyan içerisinde olan general Hafter’in başında olduğu Tobruk hükümeti arasında savaşın sürdüğü Libya’da bunun en bariz örneği yaşanıyor.
Savaşan taraflar arasında, ilan edilmemiş, ‘mecburiyet’ işbirliği
Libya’da daha önce Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne bağlı milli ordu içerisinde olan ve sonradan Hafter’e katılıp onun saflarında mücadele eden asker ve memurların maaşlarının halen Trablus merkezli hükümet tarafından ödendiği iddia ediliyor.
Bu aslında biraz da mecburiyetten kaynaklanıyor. Petrol bölgelerinin çoğunu kontrol eden Hafter’in farklı ülkelere ihraç ettiği petrolün geliri, borçlu ülkeler tarafından Hafter’in değil, Trablus’taki meşru hükümetin hesaplarına gönderiliyor.
Meşru hükümet de gelirin devamını sağlamak için, gelen bu paradan Hafter’in safında olup olmasına bakmasızın bütün memurların ve askerlerin maaşını ödüyor.
Suriye’de Esed Rejimi de aynı politikayı gütmüştü
Aslında Libya’daki durum yeni değil. Esed yönetimi de Suriye’de kontrolü altından çıkan yerlerdeki memurların maaşını bölge halkının devlete bağlılığı azalmasın diye yıllar boyunca göndermeye devam etmişti.
Muhalif gruplar da ticaret ve alım gücü sekteye uğramasın diye buna bir şey demedi. Yine savaş sırasında taraflar arasında el altından da olsa diğer bölgeye giden elektrik, su, doğalgaz hatlarını engellememe gibi gizli işbirlikleri görüldü.
Kimi muhalif gruplar, Esad’ın kontrolü altındaki bölgelerdeki maaş ödemelerini kesmemesinin temel amacının, taraftarlarının alım gücünü koruyarak yurtdışından buralara sokulan dövizi toplamak olduğunu iddia etmişti.
Hatta Türkiye’ye yakın kimi yerlerde bazı muhalif gruplar Suriye lirası yerine alışverişte Türk lirası kullanımına geçmeye çalışmışlar ancak başarılı olamamışlardı.
Kaynak habere ulaşmak için tıklayınız…
