Bill Gates hakkında çarpıcı iddialar

Modern dünya olarak adlandırılan günümüz dünyası, globalleşmenin etkisiyle adeta bir köy haline geldi. Gelişen teknolojinin vesilesi ulaşım ve iletişim araçları başta olmak üzere herşeyin inanılmaz hızlara ulaşmasını sağladı. Bununla birlikte dünyanın dört bir yanı bir araya gelmiş tek bir merkez gibi oldu.

Bu, yeni bir düzenin oluşmasını sağladı. Gücün kaynakları değiştikçe otorite el değiştirdi ama güçlünün güçsüzü sömürüsü bitmedi. 

Allah’ın nizamı dışındaki tüm sistemlerde olduğu gibi bu ‘hiçbir sınırı olmayan imparatorluk’ta da insanlar küresel tuğyanın zulümleri altında ezilmekten kurtulamadılar.

Özellikle son 50 yıl baz alındığında, küresel güç sahiplerinin planlarına dair çok sayıda teori var. Dünya savaşları başta olmak üzere milyonlarca insan bu ‘faaliyetler’ neticesinde hayatlarını kaybettiler. Birçokları da hayatları boyunca sıkıntılar içerisinde kaldı.

Bugün, 3 ay gibi kısa bir zamanda ortaya çıkan ve dünyanın her yerine yayılan, yeni bir çağın başlangıcı olarak nitelenen koronavirüs salgınının etkileriyle boğuşmaktayız.

Salgına vesile olan şey ister bir labaratuar çalışması olsun ister doğal yollar olarak isimlendirilsin, bu Allah’ın (ac) dilemesiyle gerçekleşmiştir bunda şüphe yok. Lakin bahsini ettiğimiz düzen sahipleri, ellerinin altında bulunan finans ve medya gibi güçlerle, yıllardır dile getirdikleri ‘dijital dünya’nın oluşturulması sürecini virüsü bahane ederek başlatmış görünüyorlar.

Son süreci farklı bir bakış açısıyla değerlendiren Yeniçağ Gazetesi yazarlarından Arslan Bulut’un bugünkü yazısı oldukça önemli iddialar içeriyor;

“Koronavirüs salgını konusunda, bilimsel veya kurgusal bütün tartışmaların içinde Bill Gates ismi geçiyor. Yıllardır kendisiyle yapılan röportajlarda ve düzenlediği seminerlerde, virüslerin sebep olacağı küresel salgın felaketlerine karşı uyarılarda bulunuyordu. Bu felaket senaryoları gerçekleştiğinde ise insanlığı kurtaracak anahtarın nano teknoloji ürünü mikroskobik robotlar olacağını bilinçaltlarına işliyordu. 

İtiraflar satır aralarında gizli

19 Mart 2020’de yayınlanan son röportajında koronavirüs ile ilgili olarak, “etkili bir tedavi ne zaman mümkün olabilir?” sorusuna verdiği cevapta, “Vakfımız, endüstrinin tüm yeteneklerini devreye sokarak bir terapötik hızlandırıcı düzenledi. Buradan bir şey çıkacağını umuyorum. Bir antiviral tedavi, antikorlar veya  iyileşen insanlardan alınan kanı yani plazmayı kullanmak da olabilir” dedi.

Gates, “Klorokin / hidroksiklorokin hakkındaki düşünceleriniz nedir?” sorusuna “İncelenen birçok terapötik ilaç var. Terapötik ilaç için tüm ihtimalleri değerlendiriyor tüm fikirleri tarıyoruz. Karantinanın ekonomik etkisi büyük olacaktır, ancak bahsettiğim ‘test parçacığı’ iyi geliştirilirse sonunda tekrar açılabiliriz. Bence bu salgın kontrol altına alındıktan sonra hükümetler ve diğerleri bir sonrakine hazır olmak için büyük yatırım yapacaktır. En çok zarar görecek gelişmekte olan ülkelere yardımcı olmak için küresel işbirliği şarttır. Tüm dünyada terapötikleri test etme ihtiyacı var. Virüs ulusal sınırları tanımıyor.” şeklinde cevap verdi. 

Kilit kelime ‘terapötik’

Bill Gates açıklamalarında birçok tehditte bulundu ve çaresini de açıkladı. Peki bizi bu küçük kıyametten kurtaracak olan(!) ‘terapötik‘ nedir ?

Bill Gates’in bahsettiği terapötik veya parçacık, Protein kenetli reseptör” demek. Bu ilizyonlu ismi sebebiyle kafamızda birşeyler canlanmıyor olabilir. Ancak biz bu sözde kurtarıcıyı başka bir isimle yıllardır tanıyoruz. Mezkur komplo teorileri içerisinde dijital çağın en önemli aktörü olan yapay zekanın insanlarla bütünleşmesini sağlayan şey, bildiğimiz adıyla mikroçipler.

Evet, süslü cümlelerle bize parlattığı bu şey insanları köleleştirmenin yolu olarak gerek yazılı (gazete,dergi vb.) gerek görsel (sinema,tv vb.) yollarla bizlere empoze ettikleri o meşhur çiplerden başka birşey değil. Bill Gates, her insanın proteinlerine kenetlenecek reseptör geliştirildiğinden bahsediyor!

Peki uygulama nasıl olacak?

Öte yandan Bill Gates tarafından desteklendiği bilinen, Chicago merkezli bir biyoteknoloji enstitüsü, mutasyona uğramış genleri etkisizleştiren, ribonükleik asitleri (RNA) etkileyen ilaçlar geliştirdi. Bu mutasyonlu hücreler, kanser gibi hastalıklara sebep olan hücreler. RNA ise hücrelerin protein yapmak için ihtiyaç duyduğu dizilimdir.

Özetle, fikir şu: Mutasyona uğramış genleri durdurursanız, vücutta hatalı proteinlerin oluşturulmasını durdurabilirsiniz. Ancak bu tedavilerin karşılaştığı sorun, geliştirilen ilaçları, istediğiniz hücrelere ulaştırmanın zor olmasıdır.

Bu doğrultuda  nano ölçekli, DNA veya RNA’dan oluşan parçalar geliştirildi. Amaç, DNA veya RNA’ya ulaşmak. Bunun gerçekleşmesinin yolu doğrudan cildinize, akciğerlerinize, gözlerinize ve gastrointestinal kanalınıza (mide ve bağırsak), yani doğrudan hücrelerinize bu yapıları göndermektir.

Sınır tanımayan düşman ve kurtarıcı çipler!

Bu parçacıklara nanorobot veya kısaca nubot da deniliyor. Yani virüsle aynı  boyutta moleküler makinecikler. Tıp dilinde ‘akıllı ilaç’ denilen şey.

Bu parçacıklar, bilişim sektöründe, halihazırda kullanılıyor. Tıpta kullanımı için çalışmalar yapıldığı zaten yıllardır biliniyor.

Nubotlar, elektrikle veya ses dalgası ile yönlendirilebilir. Bunun için yazılım bilgisi yeterli olacaktır. Zaten Bill Gates’in uzmanlık alanı da bu değil mi? 

Bu yüzden internet, uydular, akıllı telefonlar, bilgisayarlar, televizyonlar ve nihayet baz istasyonları üzerinden yani yıllardır inşa edilen günümüz teknolojisiyle, nanorobotlar kolaylıkla yönlendirilebilir.

Çözüm diye sunulan aslında sorunun ta kendisi

Burada çok önemli bir ayrıntı var. Bahsetmeye gerek görmedikleri(!) kadar ufak ama hayati öneme sahip bir sorun. O da şu ki bu robotların kendilerini yenileme özelliği var. Tıpkı koronavirüsün girdiği vücutta kendini yenilemesi gibi. Üstelik bu robotlar vücudu savunan beyaz kan hücrelerine de kenetlenebiliyor.

Bu teknoloji, sahibinin elinde şekilleniyor. İnsanların tedavi için vücutlarına kendi rızalarıyla yerleştirecekleri bu çipler, bütün viral hastalıkları yok etmek için de kullanılabilir yeni bir küresel salgın çıkarmak için de. İnsanların köleleşmesine de sebep olabilir bir düğmeyle ölmesine de.

Şimdi, akıllarda ki soru şu: Yeni dünya düzeni diye bas bas bağırdıkları, ulusal sınır tanımayan düzen yoksa bu mu?”

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

spot_imgspot_img

Sıcak Gelişmeler

Benzer Haberler