Cahiliye; bir dönemin değil, bir düzenin/anlayışın adıdır. Cahiliye; meşruiyetini Allah’tan (ﷻ) almayan, ilkelerini vahyin belirlemediği ve Allah’ın şeriatıyla hükmetmeyen her türlü sistemdir. Cahiliyenin birden faza yüzü vardır. Kimi zaman imparatorluk olarak, kimi zaman saltanat olarak, kimi zaman ağalık olarak ve kimi zaman da sermayenin tahakkümü olarak ortaya çıkar. Bugün cahiliye sermayenin tahakkümü olarak zuhur etmiştir.
Oxfam raporuna göre; 2153 kişinin serveti 4,6 milyar insandan daha fazladır. Yani; (100 kişilik geniş aileler olarak düşünülünce) 21 aile, dünyanın %60’ından daha fazla kazanmaktadır. Başka bir ifadeyle; dünyada var olan açlık ve yoksulluğun nedeni gözleri doymayan bir azınlıktır. Kur’ân’ın ifadesiyle bunlar; müstekbirler (büyüklenenler), mele (seçkinler), mutref (zengin-sosyete) kimselerdir. Ekini ve nesli ifsat eden, insanları Allah’ın yolundan alıkoymak için mallarını harcayan, toplumu müşrikleştirmek için gece-gündüz tuzak kuran, mustazaf halkı tevhid davetçilerine karşı kışkırtanlar bunlardır. Kapitalist cahiliyeyi var eden sermayenin dini yoktur. Tek kutsalları para ve daha fazla kârdır. Yerine göre Demokrat, diktatör, eşcinsel, kazandıracaksa İslamcı bile olabilirler. Örnek: Türkiye!
Her dönemin adamıdırlar… Tek parti döneminde de Adnan Menderes döneminde de zengindirler. Kenan Evren, Turgut Özal, 28 Şubat veya AKP dönemi… Kim olursa olsun koç gibi kazanır; tarla kime ait olursa olsun sabanlarını sürerler.
Kapitalist cahiliyede aylık yüzbinlerce lira kazanan siyasiler, 2.500 TL kazananların sorunlarını çözer(!); sistemin maaşlı mollaları asgari ücretin faziletlerini anlatır. Hem Peygamber de fakir değil miydi? Mesela deprem olur, yoksullar ölür… Tüm başarılar resmi kurumların, ölümler ise takdiri ilahidir. Nedense takdiri ilahi hep asgari ücret alanların evini yıkar… Resmî mollalar hazırdır; Allah sabredenleri sever! Hem, depremde ölen şehittir! Sermaye sahipleri ve vitrindeki (siyasetçi) adamlar savaş kararı verir. Savaşta ölen yine asgari ücretlilerdir. Nedense sermaye sahipleri vatan için nutuk atar, savaş kararı alır, ama İlahi takdir, şehadeti (!) garibanlara nasip eder.
Kapitalist cahiliye; kendini ilah gören bir avuç insanın, kul gördüğü milyarca insana tahakkümüdür. Ve maalesef 21. yüzyıl cahiliyesinde müstekbirler lehine halkı uyutma görevi, tahrif edilmiş İslam’a verilmiştir. Satılmış mollalar eliyle tahrif edilen İslam; kitleleri uyuşturmak ve sabır, cennet, takdiri ilahi gibi cümlelerle avutmak için kullanılmaktadır. Uyarmak ve uyandırmak için gelen din, hainler eliyle uyuşturucu vazifesi görmektedir.
Tevhid ile Allah’a kul olmadıkça başkalarına kulluk kaçınılmazdır. Bu imparator olur, sultan olur, ağa olur, patron olur… Zira sahibini bilmeyenin sahibi çok olur. Allah’a kul olmayanı, kırbaçlayan bir el mutlaka bulunur.
Halis Bayancuk [Ebu Hanzala]
Silivri 9 Nolu Kapalı Cezaevi