30 ulustan oluşan askeri bloğun yıllık toplam harcaması 1 trilyon doları buluyor ve ABD bu bütçenin yaklaşık dörtte üçünü oluşturarak yalnızca ordusuna 740 milyar dolar ayırıyor.
Yapılan video konferans, yeni Biden yönetiminin resmi olarak NATO müttefikleri ile ilk kez temas kurması. Lloyd Austin, ABD Savunma Bakanı, ele geçen Trump yönetimi sırasında yıpranmış olmuştu müttefiklerle ilişkileri canlı tutmak Başkanı Biden’ın sözde öncelik hazırlamak için forumu.
Bu nedenle mesaj, aynı eski Washington mantrasına çok benziyor: NATO üyeleri Rusya ve Çin’den geldiği iddia edilen tehditlere karşı koymak için daha çok, daha çok harcamalı. Bozuk bir kayıt veya dijital döngü dinlemek gibi.
Tek fark, içerik değil, stildir. Trump, NATO üyelerine öksürmelerini söylerken aşındırıcı ve sert davranırken, Biden yönetimi söyleminde daha kibar, “transatlantik ortaklığın” önemi hakkında konuşuyor ve stratejik karar alma konusunda daha kolejli olma sözü veriyor.
Bununla birlikte, esasen, Amerika’nın, Avrupa uluslarını, feshedilmiş kapitalizm için yaşam destek makinesi olan askeri-endüstriyel kompleksi desteklemek için daha fazla para harcamaya yönlendiren aynı eski raketi. Amerikalıların, ABD kapitalizminin işlemesini sağlamak için savaş uçaklarını ve füze sistemlerini satın almaya devam etmeleri için Avrupalılara ihtiyacı var.
Yine de, bu küresel ekonomik zorluklar ve muazzam, büyüyen sosyal zorluklar ortamında oldukça zor bir satış. Üretken olmayan savaş makinelerine her yıl 1 trilyon dolar harcamak nasıl haklı çıkar?
NATO satıcıları için bir başka kavramsal sorun da örgütün yaklaşık seksen yıl önce Soğuk Savaş’ın başlangıcında doğmuş olmasıdır. Günümüz dünyası, ekonomilerin, siyasetin ve iletişimin artan çok kutuplu entegrasyonunu yansıtan çok farklıdır.
Sadece bu hafta, yeni ticari rakamlar, Çin’in Avrupa Birliği ile bir numaralı ticaret ortağı olarak ABD’yi geride bıraktığını gösteriyor.