Halis Hoca’nın hukuksuz yargılamalarında 3. ceza verildi

Bildiğiniz üzere Halis Bayancuk Hoca hakkında 2007 yılından bu yana 6 farklı ağır ceza mahkemesince, belirli periyotlarla, birbirinin kopyası niteliğinde yargılamalar yapılmakta. Ve bugüne kadar herhangi bir mahkemenin yaptığı yargılamadan üst mahkemeler nezdinde kesinleşmiş bir karar çıkmadı. Bu akıl almaz hukuk sürecinin sonunda Halis Hoca yargılamaları, üst mahkemeler nezdinde kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı olmaksızın toplamda 8 yılı aşan bir tutukluluk süresine ulaşmış oldu. Söz konusu yargılamalarda literatürdeki tüm hukuk ilkeleri çiğnendiği çok sayıda hukukçu ve insan hakları aktivisti tarafından dile getirildi. Halis Hoca hakkında lehe olan deliller görmezden gelinirken, birden fazla örgütün lideri veya üyesi olmakla suçlandı. Bu karışıklığın içinden çıkamayan mahkemeler Halis Hoca’yı son olarak herhangi bir örgüt olmaksızın, ismi dahi olmayan hayali bir örgüte yöneticilikten cezalandırdı.

Sonuç olarak 8 yıllık tutukluluğun sonunda bunca hukuk keşmekeşine rağmen kesinleşmiş bir cezadan bahsedilemiyor. Sözde reform çağrılarının en önemli maddesi uzun tutuklulukları sonlandırmak olmasına rağmen, mahkemeler tutukluluk tedbirini acımasız bir infaza dönüştürmüş durumda.

İstinaf’ın çelişkili kararı üzerindeki şüpheler

Halis Hoca’nın tutuklandığı son dosya olan Sakarya dosyası 4 yıla yakın bir süredir devam etmekteydi. Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi 3 yıl 4 ay boyunca Halis Hoca’yı herhangi bir somut delil ve hukuki olgu göstermeksizin tutuklu olarak yargıladı. Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 18 Eylül günü İstinaf’ın daha önce bozduğu mahkûmiyet kararında ısrar ederek, aynı bozma gerekçelerinin varlığının devam etmesine rağmen Halis Hoca’yı 12,5 yıl hapis cezasına çarptırdı. Geçtiğimiz Aralık ayında ise İstinaf Mahkemesi ikinci kez verilen cezayı görüştü. Ne heyet ne ceza değişmiş, dosya kapsamına tek bir delil girmemiş, Halis Hoca’nın cezalandırmaya dönüşen tutukluluk halinin üzerinden bir buçuk yıl daha geçmişti. Tüm bunlara rağmen bir buçuk yıl önce aynı dosya kapsamında verilen aynı cezayı bozan heyet bu sefer 12 buçuk yıllık cezayı hukuka uygun görmüştü. Bir buçuk yıl önce mevcut hukuk kuralları ışığında cezayı bozan İstinaf, bu sefer mevcut siyasi konjonktüre göre cezayı hukuka uygun bulmuştu.

Halis Hoca’nın yargılamaları öyle bir hal aldı ki Türkiye’deki ceza hukuku kürsülerinin bir araya gelerek dahi çözmesinin mümkün olmadığı bir hukuk keşmekeşi haline geldi. Çünkü heyetlerin, Halis Hoca’nın özgürlüğüne kavuşmaması adına attıkları adımlar hukuku yerle bir etmiş durumda. Şüpheden sanık yararlanır; tutukluluk istisna, tutuksuz yargılama ise kuraldır; kanunsuz suç ve ceza olmaz; suç ve cezada nedensellik… Liste bu şeklinde uzayıp gitmektedir.

Kimse hangi somut suç fiilinden ceza verildiğini bilmiyor

Ne iddianamede ne savcılık mütalaasında ne de gerekçeli kararda ceza gerekçesi olarak bir türlü ortaya konulamayan somut suç fiili ve bu suça dair delillere, İstinaf kararında da yer verilmediğine şahit olduk.

Son süreçte ortaya çıkan en önemli hukuksuzluklardan biri de Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararda herhangi bir örgüt ismi zikretmeksizin Halis Hoca’ya 12,5 yıl hapis cezası vermesi oldu. İddianamelerde kimi zaman El Kaide kimi zaman IŞİD yöneticisi olmakla, hatta ara ara da bu örgütlerin üyesi olmakla(!) suçlanan Halis Hoca’nın bu durumunu, İstinaf Mahkemesi, ilk kararında bozma gerekçeleri arasında saymıştı. Fakat bir buçuk yılda ülkedeki hukuk düzeni mi değişti bilmiyoruz ama, aynı gerekçelere rağmen heyet bu sefer Halis Hoca’nın örgüt ismi olmaksızın örgüt yöneticiliğinden ceza almasını hukuka uygun buldu.

Amaç Halis Hoca’nın en az 50 yıl hapse mahkûm edilmesi

İstinaf mahkemesinin onayından geçen Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği cezadan iki ay kadar önce, Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, 2011 yılından bu yana süren farklı bir yargılama neticesinde de Halis Hoca’ya 12,5 yıl hapis cezası verildi.

Bu süreçte, İstinaf Mahkemesi’nin verdiği ilk karardaki bozma gerekçelerini hiçe sayan her iki mahkeme de dosyaların birleştirilmesi taleplerini reddettiler. Ve ayrı ayrı 12,5 yıl hapis cezası vererek Halis Hoca’nın toplamda 25 yıl hapis cezası almasını sağladılar. Oysa ki dosyalardaki fiili ve hukuki irtibatın varlığı üst mahkeme tarafından ortaya konulmuştu. Hukuki olarak kendilerini bağlayacak olan üst mahkemenin kararına aksi yönde hareket eden mahkemeler kuşkusuz, medya manipülasyonlarını ve siyasi yönlendirmeleri hukukun kaynağı olarak görmektedirler.

Bugün geldiğimiz son noktada sonuçlanan her iki yargılamadan biri İstinaf Mahkemesi’nin önünde bir diğeri de İstinaf tarafından hukuksuz bir şekilde onanarak Yargıtay’ın önüne gitmiş bulunmakta.

Bugün, 50 yıl ceza için 3. adım da tamamlandı!

Bunların dışında Halis Hoca’nın yargılanmasının sürdüğü farklı iki mahkemede de dosyalar devam etmekte. Bunlardan biri bugün Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dosya oldu. Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesi, Halis Hoca’nın 50 yıl ceza alması yönündeki planın 3. adımında üzerine düşen görevi layıkıyla yerine getirdi(!) Diğer mahkemeler gibi elindeki dosyayı İstinaf kararına rağmen birleştirmeyen heyet, 13 yıl sonra örgüt ismi zikretmeksizin 12,5 yıl hapis cezası vererek aynı suçlamayla 3. kez ceza vermiş oldu.

Halis Hoca’ya örgüt ismi zikretmeksizin yine 12,5 yıl hapis cezası verildi!

Evet bugün itibarıyla Halis Hoca 3 ayrı mahkeme tarafından toplam 37,5 sene hapis cezasına çarptırılmış durumda. Ama mahkemelerin 37,5 yıl ile cezalandırdığı Halis Hoca’nın hala hangi örgüte yöneticilik yaptığı belli değil. Son ağır ceza dosyası ise Van’da bulunmakta, o dosyadan da verilecek 12,5 yıl ceza ile Halis Hoca’nın gün yüzü görmemesinin amaçlandığı görülmekte. Bu skandal kararlardan anlaşılan o ki amacı hukuk devletini tesis etmek olan yargı adeta bir siyasi engizisyon mahkemesi haline gelmiştir.

Halis Hoca’nın yargılamalarında ne deliller konuşulmakta ne de üzerine atılı suç fiilleri.  Bunlar yerine savcılığın varsayımları ve niyet okumaları üzerinden müphem suç ve suç unsurları ile karara gidilmektedir. Halis Hoca’nın savunduğu düşünce ve inanç sisteminin savcılık makamı tarafından eleştirilmesinden ibaret olan iddianamelerde tek bir suç fiili ya da suç konusu teşkil edebilecek bir olay, hukuki olgu bulunmamaktadır. Tüm bunlara rağmen mahkeme heyetlerinin, elbirliği ile adeta bir yargı lincine dönüştürdükleri yargılamalarla, Halis Hoca toplamda 50 yıl hapse mahkûm edilmek istenmektedir.

Ceza hukuku yargılamaları tarihinde eşine az rastlanacak bir muamele ile karşı karşıya bırakılan Halis Bayancuk Hoca’nın hukuksuz şekilde yıllardır tek kişilik odada tutulması, yargılama safhalarında lehe olan delillerin varlığına rağmen, soyut yargılar, niyet okumalar ve düşüncelerin sanık sandalyesine oturtulması ile ortaya çıkan bu hukuk skandalları elbet bir gün son bulacaktır. Şüphesiz kötülük hiçbir zaman tam bir tahakküm gücüne sahip olamamıştır.

Yüce Allah’tan en kısa zamanda Halis Hoca’nın yaşadığı esaret dolu günleri sonlandırmasını, onu ailesine ve sevenlerine kavuşturmasını dileriz.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

spot_imgspot_img

Sıcak Gelişmeler

Benzer Haberler