Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, yazısında gelişmeleri ard ardına sıralayarak; ‘Libya’ya asker tezkeresi, Elazığ depremi, Madımak hükümlüsüne verilen tahliye, Koronavirüs salgını, Van’da çığ felaketi, Sabiha Gökçen’de uçak kazası, Osman Kavala’nın beraat edip yeniden tutuklanması, iş arayanlarda artış, Libya ve Suriye’de şehitler, Kanal İstanbul ihale, sokağa çıkma yasağı, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun istifası, IBAN paylaşılarak yardım toplanması, gazeteciler Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Müyesser Yıldız, Hülya Kılınç, Murat Ağırel’in tutuklanması, salgın nedeniyle camilerin kapatılması, Sağlık Bakanlığı verilerinin tartışmalara neden olması, Enis Berberoğlu’nun vekilliğinin düşürülmesi, Gamze Yerlikaya’nın bankanın yönetim kuruluna atanması, çoklu baro yasası, Şehir Üniversitesi’nin kapatılması, Sakarya’da havai fişek fabrikası faciası, Müjdat Gezen ve Metin Akpınar’a dava açılması,Ayasofya’nın ibadete açılması, Uşşaki tarikatı liderinin çocuğa istismardan tutuklanması’ gibi gelişmeleri yazdı.
Özdil: ”Tam yazıya noktayı koyuyordum ki! Avukatım aradı”
Yazısının sonunda “Senin için nasıl geçti derseniz” diyen Özdil, kendi başından geçenleri anlatırken son gelişme olarak hakkında ‘Atatürk’e hakaret’ soruşturması açıldığını söyledi.
Özdil şöyle devametti:
“Kaçak saray yaptırdığımı iddia ederek aileme ait iki odalı yazlığa saldırdılar, silahlı kuvvetlere hakaret ettiğimi iddia ederek beş ay hapis cezası verdiler, TBMM’ye hakaret ettiğimi iddia ederek hapse girmem için dava açtılar, yobaz bir akademisyen diyanet’e çağrıda bulunarak, cesedimin camiye sokulmamasını, cenaze namazımın kılınmamasını istedi, yazıya noktayı koyuyordum ki, gazeteden avukatım aradı, Atatürk’e hakaret ettiğim için hakkımda savcılık soruşturması başlatılmış. Yaşadıklarımızı okurken bile yorulduğumuz bir yıldı, 2020.”
