Çin Parlamentosu’nun internet sitesinde cumartesi akşamı duyurulan haber, Türkiye’deki Uygur diasporasında endişe oluşturdu.
Pekin yönetimi bu anlaşma çerçevesinde özellikle Türkiye’ye sığınmış ve “terör suçu” işlediğini ileri sürdüğü Uygurların sınır dışı edilmesi sürecini hızlandırmayı hedefliyor.
Bununla birlikte ikili anlaşma metni birçok ret maddesi de içeriyor. Örneğin sınır dışı isteği gönderilen ülkedeki kişinin bir “siyasi suç” işlediği düşünülüyorsa, kişi isteğin yapıldığı ülkenin de vatandaşı ise ya da iltica hakkından faydalanıyorsa Pekin’in sınır dışı talebi reddedilebiliyor.
Fransız haber ajansı AFP’ye konuşan Dünya Uygur Kongresi Sözcüsü Dilşat Raşit, sınır dışı etme anlaşmasının Çin’den kaçmış ve henüz Türk vatandaşlığı almamış Uygurlar arasında “büyük bir panik” oluşturacağını söyledi. Pekin yönetiminin Ankara üzerinde anlaşmanın kabul edilmesi için ekonomik bir baskı kurduğunu ileri süren Raşit, “Türk hükümetine bu anlaşmanın bir zulüm aracı olarak kullanılmasını önleme çağrısında bulunuyoruz” dedi.
Suçluların İadesi Anlaşması
14-15 Mayıs 2017’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Çin’de birçok ülkenin devlet veya hükümet başkanlarının iştirak ettiği “Kuşak ve Yol Uluslararası İşbirliği Forumu”na katılmıştı. Bu forumdan sadece bir gün önce Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Şi Cinping ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında Türk ve Çin heyetleri arasında ikili görüşmelerde bulunuldu.
Görüşmeler kapsamında, “Türkiye Cumhuriyeti ile Çin Halk Cumhuriyeti Arasında Suçluların İadesi Anlaşması” Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi tarafından imzalandı.
Zamanlama dikkat çekti
Türkiye kendisini, ”Çin’i, Doğu Türkistan’daki faaliyetleri ve Uygurlara yapılan zulümler ile ilgili eleştiren tek Müslüman ülke” olarak lanse ediyor. Ancak söz konusu anlaşma ve bu doğrultuda yapılan uygulamalar, söylemlerle eylemlerin uyuşmadığını gözler önüne sermekte.
Çin tarafında söz konusu anlaşmanın onaylandığı haberinin, Türkiye’nin Çin ile aşı anlaşması yapması sonrası gelmesi ise, ”Çin’in Türkiye üzerinde özellikle ekonomik anlamda baskı kurduğu” iddialarını destekler nitelikte.