Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun gündeme getirdiği ‘çıplak arama’ iddialarına ilişkin açıklama yaptı. Müdürlüğün açıklamasında “Genel arama işlemlerine rağmen ilgilinin kuruma yasak madde veya eşya sokacağına dair makul ve yoğun şüphe varsa detaylı arama uygulaması yapılır” ifadeleri kullanılarak keyfiyete bağlı arama yapılamayacağına vurgu yapıldı.
Ömer Faruk Gergerlioğlu, Uşak’ta gözaltına alınan 30 üniversite öğrencisi kadının çıplak arama işkencesine maruz bırakıldığını gündeme getirmiş ve bazı kurum ve yetkililere sorular yöneltmişti. Gergerlioğlu’nun başvurusuna yanıt veren Ceza ve Tevfikevleri Genel Müdürlüğü; “Mevzuatta ‘çıplak arama’ olarak belirtilen uygulama, detaylı olarak yapılan bir arama türü olup, hükümlü veya tutuklunun tamamen çıplak kalacak şekilde bir arama yapılması söz konusu değildir” ifadelerini kullandı.
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan yazılı açıklamada, ceza ve infaz kurumlarında yönetmelikte yer alan hükümler doğrultusunda arama yapıldığı belirtilerek, şu ifadeleri kullandı:
“Ceza infaz kurumlarında aramalar, 5275 sayılı Kanun’un 36’ncı maddesi ve Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik’in 34’üncü maddesi, yine aynı kanunun 83 ve 116’ncı maddelerine dayanılarak hazırlanan ‘Hükümlü ve tutukluların ziyaret edilmeleri’ hakkında yönetmelikte yer alan hükümlere göre ve Genel Müdürlüğümüz’ün 12/06/2017 tarihli genel yazısı doğrultusunda yerine getirilmektedir”
Yapılan açıklamada, hükümlünün üzerinde kuruma sokulması veya bulundurulması yasak madde veya eşya bulunduğuna dair makul ve ciddi emarelerin varlığı ve kurumun en üst amirinin gerekli görmesi hâlinde, sıfat ve görevi ne olursa olsun herkesin kuruma girişte duyarlı kapıdan geçmek zorunda olduğu aktarıldı. Duyarlı kapı ve dedektörlerin ikaz vermesi ya da şüphe halinde kuruma girmekte ısrarcı olan kişilere, elle fiziki arama yapılabileceği belirtildi.
Genel Müdürlük açıklamanın devamında, ‘detaylı arama’ olarak tanımlanan uygulamaya dair ayrıntıları anlattı:
“Giysiler çıkarılırken önlük verilir”
“Kuruma kabul edilen hükümlü ve tutuklular, öncelikle genel kurallar çerçevesinde duyarlı kapı ve dedektör aramasından geçirilmektedir. Buna müteakip ilgililerin üstü ve elbisesi fiziki aramaya tabi tutulmaktadır. Genel olarak bu şekilde yapılan aramalar hükümlü ve tutuklunun kuruma kabul edilmesi için yeterlidir. Genel arama işlemlerine rağmen ilgilinin kuruma yasak madde veya eşya sokacağına dair makul ve yoğun şüphe varsa detaylı arama uygulaması yapılır. Detaylı arama, tutuklu ve hükümlünün utanma duygusunu ihlâl etmeyecek ve dışarıdan içerinin görünmeyeceği şekilde, sadece aramalar için tahsis edilmiş bir odada hükümlü ve tutukluyla aynı cinsiyetten iki personel tarafından gerçekleştirilir. Arama sırasında önce bedenin üst kısmındaki giysiler çıkarılır, bedenin alt kısmındaki giysiler üst kısmındaki giysiler giyildikten sonra çıkarılır. Bu işlemler sırasında ilgiliye tek kullanımlık önlük verilir”
“Detaylı arama sırasında bedene dokunulmaz”
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, gerekli görülen haller oluşsa bile detaylı aramanın hekim tarafından yapılabileceği belirtilerek, “Detaylı arama sırasında bedene dokunulmaması için gerekli özen gösterilir. Öncelikle, tutuklu ve hükümlüden yasak madde veya eşyanın kendisi tarafından çıkartılıp teslim edilmesi istenir. Aksi takdirde, beden çukurları aranması gereken hallerde detaylı arama hekim tarafından yerine getirilir. Detaylı arama, mümkün olan en kısa süre içinde bitirilir. Detaylı aramada esas amaç; gerek ilgilinin gerekse diğer tutuklu ve hükümlülerin can, emniyet ve sağlıklarının korunmasıdır. Böylece tutuklu ve hükümlülerin korunması yanında kuruma kesici, delici alet, uyuşturucu gibi yasak madde girişlerinin de önüne geçilmesi sağlanmaktadır. Detaylı arama, istisnai bir uygulamadır. Bu tür durumlarda gereklilik, ölçülülük ve orantılılık ilkeleri esas alınmaktadır. Mevzuatta ‘çıplak arama’ olarak belirtilen uygulama, detaylı olarak yapılan bir arama türü olup, hükümlü veya tutuklunun tamamen çıplak kalacak şekilde bir arama yapılması söz konusu değildir‘ denildi.
Yapılan açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“Nitekim Anayasa Mahkemesi 2013/5545 sayılı bireysel başvuruya istinaden verilen 15/12/2015 tarihli kararı ile detaylı arama nedeniyle Anayasa’nın 17’nci maddesinin üçüncü fıkrasının (insan haysiyeti ile bağdaşmayan muamele) ihlal edildiğine ilişkin iddiaların ‘açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğu’ sonucuna varmıştır. Söz konusu kararda tedbirin başvurucuya uygulanış biçiminin, ‘çıplak arama müessesesinin kaçınılmaz unsurların ötesine geçmediği ve başvurucunun aşağılanması ya da küçük düşmesine sebebiyet vermediği’ belirtilmiştir.
Yine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, ‘cezaevi güvenliğini sağlamak, suç işlenmesini ya da düzenin bozulmasını engellemek amacıyla çıplak arama yapılmasının uygun ve gerekli olabileceğini’ kabul etmiş, bu işlemin ‘ölçülü ve düzgün’ bir şekilde yürütülmesi gerektiğini ifade etmiştir. Aynı şekilde, 1957 yılında BM tarafından ‘Mahkûmlara Yönelik Muamelede Gözden Geçirilmiş Asgari Standart Kurallar’ olarak isimlendirilen kurallar, 2015 yılı aralık ayı içerisinde BM Genel Kurulu’nca gözden geçirilerek yeniden düzenlenmiş ve Nelson Mandela Kuralları olarak adlandırılarak kabul edilmiştir. Cezaevlerinin uluslararası standartlarını tayin eden bu kurallar içerisinde de detaylı arama kabul edilmiş, ‘gereklilik, ölçülülük ve mahremiyete saygı’ ilkeleri çerçevesinde yapılabileceği belirtilmiştir.”
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, Avrupa’nın birçok ülkesinde aynı uygulamaların olduğunu belirttiği açıklamanın devamında şu ifadeleri kullandı:
“Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin tavsiye kararlarında da bu tür aramalara hangi durumlarda başvurulacağı ve aramaların nasıl yapılacağının belirli şekilde ulusal hukuk tarafından düzenlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Bugün İngiltere, Hollanda, İsveç, ABD, İtalya, Almanya gibi pek çok ülkede ceza infaz kurumlarında detaylı aramaya ilişkin hüküm ve uygulama bulunmaktadır.
Ayrıca ceza infaz kurumlarında infaz rejimi, mevzuatımız ve tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmeler çerçevesinde, şeffaflıkla ve hukuka uygun olarak yürütülmektedir. Bu kapsamda ceza infaz kurumları; TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, TBMM Dilekçe Komisyonu, Kamu Denetçiliği Kurumu, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, izleme kurulları, cezaevi savcıları, infaz hâkimlikleri ile Adalet Bakanlığı müfettişleri ve kontrolörleri tarafından her zaman habersiz olarak denetlenebilmektedir. Keza kurumlarımız uluslararası düzeyde Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT), BM İşkenceye Karşı Komite (CAT), İşkencenin Önlenmesi Alt Komitesi (SPT) tarafından da izlenmektedir.
Yukarıda açıklanan sebepler ve koruyucu ilkeler doğrultusunda yapılan aramalarda; ceza infaz kurumunda bulunanların güvenliğini ve sağlığını tehdit edebilecek nitelikte, uyuşturucu madde, delici ve kesici aletler, iletişim araçları, sim kart, örgütsel talimat içeren notlar gibi maddeler ele geçirilmiştir. Sonuç itibarıyla, yukarıda izah edildiği üzere ceza infaz kurumlarında detaylı arama istisnai bir uygulama olup, gerek uluslararası örgütlerin kabul ettiği gerekse birçok ülkenin uyguladığı bir tedbir işlemidir. Ülkemizde de mahremiyete ve insan haysiyetine saygı çerçevesinde yukarıda belirtilen sıkı şekil kurallarına uyularak yerine getirilmektedir. Özellikle uyuşturucu ve terör suçlarından hükümlü veya tutuklu olup bizzat kendi bedenini suiistimal etmek isteyenlerin önüne bu yöntemle geçilebilmektedir. İnfaz uygulamalarımız keyfi ve kötü muameleye sıfır tolerans anlayışıyla yerine getirilmektedir.”