Filistin resmi ajansı WAFA’nın haberine göre, Filistin Sivil İşler Bakanı Hüseyin eş-Şeyh yaptığı açıklamada, İsrail ile ilişkilerin 19 Mayıs’tan önceki haline döneceğini belirtti.
Şeyh, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın İsrail’le imzalanan anlaşmalara bağlılık konusunda gerçekleştirdiği uluslararası temaslar ışığında ve İsrail’in buna bağlılığını teyit eden resmi yazılı ve sözlü mesajlarına dayanarak, İsrail’le ilişki sürecinin 19 Mayıs 2020’den önce olduğu gibi sürdürüleceğini ifade etti.
Filistinli Bakan, uygulamanın başlangıç tarihine ilişkin ise bilgi vermedi.
Öte yandan Filistin hükümetinden isminin açıklanmasını istemeyen bir kaynak, İsrail’le ilişkilerin yeniden başlamasının, Tel Aviv’in Filistin hazinesine ödemesi gereken fonların transferine yeniden başlamasını da kapsayacağını kaydetti.
Abbas, 19 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, İsrail’in işgal altındaki Batı Şeria’da yer alan yasa dışı Yahudi yerleşim birimleri ve Ürdün Vadisi’ni “ilhak” planının ardından Filistin yönetimi ve Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ), İsrail ve ABD ile imzaladığı güvenlik dahil tüm anlaşmalardan çekildiğini duyurmuştu.
Karara kınama
Filistinli gruplar, yaptıkları açıklamalarda Filistin yönetiminin söz konusu kararını kınadı ve bu karardan geri adım atması çağrısında bulundu.
Filistin yönetiminin bu kararını kınayan Hamas, bunu, ulusal uzlaşı için sarf edilen çabalar ile işgal, ilhak, normalleşme ve ABD’nin tek taraflı sözde barış planı “Yüzyılın Anlaşması”yla mücadele stratejisine vurulmuş bir darbe olarak nitelendirdi.
Hamas, ayrıca bu kararı tüm ulusal değerlere ve Filistinli grupların genel sekreterlerinin 3 Eylül’de Ramallah ve Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta gerçekleştirdiği eş zamanlı tarihi toplantının sonuçlarına bir darbe olduğunu ifade ederek Filistin yönetimini ivedilikle bu karardan vazgeçmeye çağırdı.
Açıklamada ayrıca, Filistin yönetimine, ABD Başkanlığına seçilen Joe Biden ve diğerlerine güvenmeme çağrısında bulunuldu.
“Ulusal ortaklık çabalarına darbe”
İslami Cihad ise yaptığı açıklamada söz konusu kararı, “ulusal ortaklık kurma yönündeki tüm çabalara karşı bir darbe ve ulusal ittifak yerine işgal güçleriyle ittifak” şeklinde değerlendirdi.
Açıklamada, ayrıca ABD’ye güvenmeye devam edilmesinin Filistin meselesini tasfiye edecek komploların yolunu açtığına işaret edildi.
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) de yaptığı açıklamada, İsrail’le ilişkilerin yenilenmesini, Filistin uzlaşı çalışmalarını yok etmek olarak nitelendirdi.
Filistin yönetiminin bu kararla ilgili gerekçesinin “düşman karşısında acziyetin ve teslim olmanın gerekçesi” olduğu kaydedilen açıklamada FHKC, Filistin halk gruplarını bu karara karşı çıkmaya çağırdı.
Kararın olumsuz yansımaları konusunda uyarı
Filistin Ulusal Girişim Hareketi de Filistin’in, İsrail’le güvenlik iş birliğine yeniden başlamasını kabul etmediklerini vurguladı.
Girişim Hareketi, İsrail’le ilişkilerin yeniden başlamasının ve ulusal birlik ve uzlaşı pahasına anlaşmaları sürdürmenin olumsuz yansımaları konusunda uyardı.
Filistin Halk Partisi ise İsrail’le ilişkilerin 19 Mayıs’tan önceye dönmesini kesinlikle kabul etmediklerini duyurdu.
Partinin siyasi büro üyesi Fehmi Şahin, yaptığı açıklamada, söz konusu kararın, siyasi duruma ve Filistin’in iç cephesine zarar veren tehlikeli göstergeler taşıdığını ifade etti.
Şahin, bu kararın Filistin halkı için yeni bir başarısızlık ve hayal kırıklığı olacağını kaydetti.
Filistin yönetimi, dün yaptığı açıklamada, İsrail’le güvenlik iş birliğine yeniden başlayacağını duyurmuştu.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, 19 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, İsrail’in işgal altındaki Batı Şeria’da yer alan yasa dışı Yahudi yerleşim birimleri ve Ürdün Vadisi’ni “ilhak” planının ardından Filistin yönetimi ve Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ), İsrail ve ABD ile imzaladığı güvenlik dahil tüm anlaşmalardan çekildiğini bildirmişti.