Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ihtilafa ilişkin açıklamalarda bulunan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye’ye Karabağ’da ateşkesin sağlanması ve çatışmanın çözümüne yönelik kapsamlı diyaloğun başlatılması için gücünü kullanma çağrısı yaptı. Yunanistan ziyareti öncesinde konuşan Lavrov, “Türk partnerlerimizi nüfuzunu bu hedefi destekleme yönünde kullanmanın uygun olacağına ikna etmeye devam ediyoruz” dedi.
Lavrov’un açıklamasının arkasında Türkiye’nin masada olmasına yönelik bir çağrı mı var? Türkiye’nin anlaşmazlığın çözümündeki rolü nedir? Lavrov’un açıklamasının ardından ortaya çıkan bu soruları, İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi, emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu ve ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve Dış Politika Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, cevaplamaya çalıştı.
”Ermeni lobisinin en güçlü olduğu iki ülke ABD ve Fransadır’‘
Ermenistan’ın ilan edilen bütün ateşkesleri bozduğunu hatırlatan Babüroğlu, bu cesareti ABD ve Fransa’dan aldığını söyledi. Rus Lider Putin’in, konuşmalarında, Dağlık Karabağ’ın Azerbaycana ait olduğunu kabul ettiği ancak ABD ve Fransa’nın bunu hiç dillendirmediğini altını çizen Babüroğlu, şunları ekledi:
“Çünkü ABD ve Fransa, dünyada Ermeni lobisinin en güçlü olduğu iki ülke. Ermenistan’ın ateşkesi ihlal etmesinin birinci nedeninin Azerbaycan’ın sahadaki başarıları ve Ermenistan ordusunun sürekli geri çekilmesi olduğunu düşünüyorum. Bu geri çekilme nedeniyle Ermenistan ordusunun moral ve motivasyonu oldukça düştü. Bunu örtbas etmek için ateşkesi ihlal ederek biz güçlüyüz demek istiyorlar. Bunu da ABD ve Fransa destekliyor. ABD ve Fransa, Ermenistan üzerinde ateşkes ve müzakere baskılarını artırırsa Ermenistan’ın buna uyacağını düşünüyorum. Ama yapmıyorlar.”
‘‘Rusya için kırmızı çizgi NATO’nun Güney Kafkasya’ya gelmesidir’‘
Suriye ve Libya’da cephedeki en önemli iki gücün Türkiye ve Rusya olduğunu belirten Dr. Babüroğlu, Azerbaycan ve Ermenistan tarafında da böyle olduğunu söyledi. “Güney Kafkasya’ya NATO’nun gelmesi Rusya için kırmızı çizgi. Batı’dan kuşatıldığı gibi buradan da kuşatılmış olacak” diye devam eden Dr. Babüroğlu, şunları ekledi:
“Rusya stratejik hedeflerine bakarken işbirliklerinin olduğu Azerbaycan’a da önem veriyor askeri konularda müttefiki olan Ermenistan’a da önem veriyor. Fakat şu anda Rusya ve Türkiye’nin görmediği bir risk var. ABD’nin en büyük isteği Türkiye ve Rusya’nın kapışmasıdır. Türkiye ve Rusya bilek güreşine tutuşursa bu ABD’nin tam da istediği durum olur. Çünkü Türkiye ve Rusya arasında S-400, TürkAkım, Akkuyu Nükleer Santrali gibi üst düzey işbirlikleri var. ABD, bu işbirliklerinden rahatsız. Suriye’de Astana sürecini söndürmek için ABD çok uğraştı. Şimdi ABD, Azerbaycan ve Ermenistan cephesini bir fırsat olarak düşünüyor. NATO ülkesi olan Türkiye, Rusya’ya doğru yöneliyor. ABD bunu hazmedemiyor. Bu yüzden, Türkiye ve Rusya’nın bilek güreşi ABD’nin istediği durum olacak. Türkiye ve Rusya, Azerbaycan-Ermenistan cephesinde bilek güreşi mücadelesine tutuşarak ABD’nin tuzağına düşmemeli. Çünkü Türkiye ve Rusya arasındaki atmosfer, Suriye’ye ve Libya’ya yansıyacak. Türkiye ve Rusya, Azerbaycan’ın yüzde 100 haklı olduğu vatanını kurtarma harekâtında, uzlaşma ve işbirliğine yönelme fırsatları kollamalı. Bu süreçte Lavrov’un yaptığı çağrı gibi Türkiye’nin masaya davet edilmesi lazım. Türkiye’nin Minsk grubunun eş başkanları ile beraber Azerbaycan-Ermenistan masasında olması gerekiyor.”
‘Çözüm, Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’dan çekilmesiyle konuşulur’
Bu açıklamayla Rusya’nın Türkiye’yi masaya çağırmadığını ifade eden Prof. Dr. Bağcı, “Eğer öyle bir durum söz konusu olacaksa Lavrov, ‘Türkiye’yi de masada görmek istiyoruz’ der. Bunu demediği sürece Türkiye’nin bu işlere tek taraflı olarak katılmasını, Azerbaycan üzerindeki etkisini kullanarak masaya oturtmasını istiyor” dedi.
Çözümün Ermenistan’ın Karabağ’dan çekilmesi ile görüşülmeye başlanabileceğinin altını çizen Prof. Dr. Bağcı, Azerbaycan’ın topraklarının işgal altında kalması Azerbaycan içinde çok ciddi bir problem olduğunu ve savaşın devam edip etmemesinin Azerbaycan’dan çok Ermenistan’ın politikasında olduğunu ifade etti.