ABD’nin gölgesinde İsrail ile normalleşme sürecine girerek menfaat elde etme yarışı içerisinde olan ülkelerden Sudan da vermiş olduğu tavislerin karşılığını göstermelik olarak aldı. Kendisine kesilen 335 milyon dolarlık cezayı ödemeyi kabul eden ve İsrail’e karşı sıcak bir tavra bürünen Sudan, ABD’nin teröre destek verenler listesinden çıkarılma sözü almıştı.
Beyaz Saray’dan yapılan yazılı açıklamada, Başkan Trump’ın Sudan’la ilgili karara imza attığı belirtildi.
Açıklamada, “Başkan Donald Trump, Sudan’ın teröre destek veren ülkeler listesinden resmen çıkarma yönündeki kararı konusunda Kongreyi bilgilendirdi” ifadesi kullanıldı.
Söz konusu karara ilişkin Kongre’nin önünde 45 günlük bir süre bulunuyor; bu süre içinde aksi yönde bir adım atılmaması durumunda Sudan söz konusu listeden resmen çıkmış olacak.
Söz konusu adımın, Sudan’ın “terör kurbanlarına 335 milyon dolarlık ödemeyi yapmasının” hemen ardından atıldığına işaret edilen açıklamada, ülkenin yönetimine gösterdiği anlayış için de teşekkür edildi.
Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “ABD Başkanı Trump’ın Sudan’ın adını terörü destekleyen ülkeler listesinden çıkarma kararını imzalayıp Kongreye göndermesini memnuniyetle karşıladıklarını” belirterek, Trump’a teşekkür etti.
Hamduk, ”Artık Sudan’ın kötü giden ekonomisi düzelecek, ülkemize uluslarası finans kaynakları gelmeye başlayacak ve yatırımlar sağlanacak. Ülkemiz, teröre destek veren ülkelere uygulanan yaptırımlardan kurtulacak.” ifadelerini kullandı.
Beyaz Saray’dan yapılan açıklamanın hemen ardından ABD Başkanı Donald Trump, Sudan ile İsrail’in ilişkilerini normalleştirme konusunda anlaşmaya vardığını söyledi.
‘3 hayır’ yerle bir oldu
Sudan ile ilişkilerin normalleşmesinin sembolik bir önemi var. Zira 1967’deki 6 Gün Savaşı’nın ardından Arap dünyasının önde gelen liderleri Hartum’da toplanmış ve “Üç hayır” ile tanınan Hartum kararını imzalamıştı. Bu kararda İsrail ile hiçbir şart altında barış yapılmayacağına, müzakere söz konusu olmadığına ve İsrail’in asla tanınmayacağına dair kararlar alınmıştı.
Barışa, müzakereye ve İsrail’in tanınmasına hayır denilmesi ”3 hayır kararı” olarak anılıyordu.
