Cambridge Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Demokrasinin Geleceği Merkezi, 160 ülkede 1980 ile 2000 yılları arasında doğmuş olan 4,8 milyon kişiyle görüşerek bir rapor yayımladı.
Bu araştırmaya göre, Millennial’lar olarak bilinen bu kuşak içinde 30’lu yaşların ortasında olanların yüzde 55’i, daha önceki nesillerdeki aynı yaş grubuna oranla demokrasiden daha az tatmin.
Araştırma, 1960-1970 yıllarında doğan ve “X kuşağı” olarak bilinen neslin ise yarısından daha azının demokrasinden tatmin olmadığını gösterdi. Yani bir başka deyişle, X kuşağının yarısından fazlası demokrasiden tatmin olduğunu belirtmişti.
“Y kuşağı” içinde, demokrasiden en az tatmin olanların başında Güney Avrupa gelirken, Latin Amerika, Sahra Afrikası ile içinde ABD ve İngiltere’nin de yer aldığı Anglosakson demokrasilerde yaşayanlar bu eğilimin öncülüğünü yapıyor.
Demokrasiden tatmin olanlar Güney Avrupa ve Batı Avrupa’da düşerken, Kuzey ve Doğu Avrupa’da artıyor.
Araştırmaya göre, ekonomik dışlanma dışında daha yüksek borç yükü, daha düşük bir ev sahibi olma olasılığı, bir aile kurmada yaşanan büyük zorluklar ve sıkı çalışma koşulları ile başarılı olmak için yetenek yerine miras alınan servete güvenme, gençlerin hoşnutsuzluğuna etkide bulunan unsurlar içinde yer alıyor.
Euro bölgesinde yaşanan ekonomik krizden en fazla etkilenen İtalya, Yunanistan, Portekiz, İspanya’da genç nesil arasında yaşanan yüksek işsizlik oranın da, bu nesilde demokrasiden duyulan tatminin azalmasında yine önemli rol oynadığı belirtiliyor.
Araştırma sonuçları ortaya koydu ki, yeni nesillerin en büyük problemlerinden olan maddi şeylere değer vermek ve bu paralelde gelişen çıkarcılık hastalığı, menfaatin ortadan kalktığı yerde demokrasi tabusunun da derhal gözden çıkarılmasına sebep oluyor.
Zulmün ayyuka çıktığı ve mazlumların feryatlarının Arş-ı Ala’ya yükseldiği günümüzde, beşer aklının sorunların çözümünde yetersiz kaldığı gerçeği, bir tokat gibi insanlığın yüzünde patladı.
