Anestezi Teknikeri Ayşe Karaman davasının gerekçeli kararı açıklandı

Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinin kararında, Karaman’ın evde yalnız bulunduğu sırada anestezi ilacını kendisine enjekte ettiği belirtildi. Kararda, 3 yıl 4 ay hapse mahkum edilen doktor Özgür Tarhan’ın ise uzman doktorlar dışında kimseye verilmediğini bilmesine rağmen ölüme yol açan ilacı genç kadının evine getirerek “bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme” suçundan mahkumiyet kararı tesis edildi.

Kararda, aralarında duygusal ilişkin bulunan anestezi doktoru Tarhan ile Karaman’ın olay günü Dikmen’deki evde görüşmeyi kararlaştırdıkları ifade edildi. Karaman’ın 23.34’te eve gittiği ve mesajla sanıktan aralarında Propofol de bulunan üç ilaç istediği belirtilen kararda, sanığın ilaçlarla birlikte saat 01.18’de eve geldiği kaydedildi.

Karaman’ın talebi üzerine Tarhan’ın genç kadına damar yolu açarak iki ilacı enjekte ettiği belirtilen kararda, sanığın çalıştığı hastaneden saat 03.45 sularında aranarak acil ameliyata çağrıldığı, kamera kayıtlarına göre de saat 04.03’te evden ayrıldığı kaydedildi.

Tanıkların çelişkili beyanlar verdiği gerekçesiyle beyanlarına itibar edilmedi

Kararda, iki tanığın soruşturma aşamasında ve mahkeme huzurunda üst kilit anahtarının sanıkta bulunup bulunmadığına ilişkin çelişkili beyanlar verdiği ve bu sebeple beyanlarına itibar edilmediği belirtildi.

Karaman’ın, sanık evden çıkarken üst kilidi mandalla içeriden kilitlediğine yer verilen kararda, mahkemenin keşfi ve bilirkişi raporuyla evin üst kilidinin içeriden tokmakla dışarıdan ise anahtarla açılıp kilitlendiğinin belirlendiği aktarıldı.

Adli Tıp Kurumunun, ölüm olayının anestezik madde alımına bağlı olarak gerçekleştiği, Propofol adlı ilacın damar içi kullanımında etkisinin 40 saniyede başladığı, etki süresinin 3-5 dakika olduğuna ilişkin rapor verdiği belirtilen kararda, şu bilgilere yer verildi:

TÜRKSAT inceleme tutanağı, ikamete giriş çıkışı gösteren kamera kayıtları, raporlarda belirtilen Propofol’un etki süresi birlikte değerlendirildiğinde, sanığın olay yerinden ayrılırken müteveffanın hayatta olduğunun ve müteveffanın ilacı somut olarak tespit edilemeyen bir zaman diliminde kendisine enjekte ettiğinin kabulü gerekmektedir. Bu kabule göre de her ne kadar iddianamede sanığın ‘tasarlayarak adam öldürme’ suçundan cezalandırılması talep edilmişse de tasarlama halinde sanığın anında karar verip suçu işlememesi, suç işleme kararı ile fiilin icrası arasında belirli bir sürenin geçmesinin gerektiği, somut olayda sanığın öldürme kararını önceden verdiğine ilişkin delil bulunmadığı anlaşılmıştır. Kaldı ki sanığın eyleminin kasten öldürme suçunu oluşturup oluşturmama açısından yapılan değerlendirmede sanık ile müteveffa arasında uzun süreli gönül ilişkisi bulunduğu, dosyadaki delillere göre sanığın müteveffayı öldürmesini gerektirir husumetin bulunmadığı, yine sanığın müteveffayı öldürme kastının olduğunun belirlenemediği anlaşılmış, buna göre de sanığın iddianamedeki sevk maddelerince cezalandırılması mümkün bulunmamıştır.”

Söz konusu kararda, sanığın TCK’nin 83. maddesine uyarınca “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi” suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin yapılan değerlendirmede, “Sanığın ilacı maktule enjekte ettiğine ilişkin iddia veyahut maddi bir bulgunun dosyada bulunmadığı, bu nedenle sanığın icrai bir davranışta bulunduğunun kabul edilemediği anlaşılmakla, 83. maddenin uygulama koşullarının bulunmadığı kanaatine ulaşılmıştır.” görüşü mahkemece kabul gördü.  

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

spot_imgspot_img

Sıcak Gelişmeler

Benzer Haberler