500 bin kişinin ölümünü 3 çocuğa bağlayan acziyet!

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin Balgat’taki eğitim merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin ilginç değerlendirmelerde bulundu

Buradaki konuşmasında Suriye’ye de değinen Karamollaoğlu, Suriye’de 500 binden fazla sivilin katledildiğinin, 7-8 milyon insanın yerinden olduğunun ve şehirlerin tarumar edilmesini 3 çocuğa bağlayarak zalim ve mücrim Esed seviciliğini sürdürdü. Karamollaoğlu; “Üç tane çocuğun katledilmesi Suriye’nin bu hale gelmesine neden olmamalıydı… Suriye kan gölüne çevrilmemeliydi.” şeklinde konuşmuş.

9 yıldır süren vahşeti ve 500 bin sivil ölümünü, duvar yazısına bağladı

Her fırsatta Türkiye’nin katil Esed rejimiyle görüşmesini talep eden Karamollaoğlu, Suriye’de gösteriler başlamadan önce duvarlara Esed aleyhine yazı yazdıkları gerekçesiyle katledilen 3 çocuk için halkın ayaklanmasının yanlış olduğunu belirtiyor.

Öte yandan Temel Karamollaoğlu’nun Suriye’de zalim ve mücrim rejime karşı sürdürülen halk ayaklanmalarını gerçeklerin üsütünü örterek hafife alması, olayların çıkışını sadece 3 çocuğun vahşice öldürülmesine bağlaması ile neyi amaçladığı tam olarak anlaşılamadı.

Nitekim Karamollaoğlu’nun bu sözlerini her fırsatta tekrarladığı o bayatlaşmış replikle birlikte ele alındığında şu anlama geliyor: Suriye halkı Türkiye’ye güvenip Esed rejimine isyan etmeseydi 500 bin kişi ölmez, 7-8 milyon sivil yerinden olmaz ve şehirler tarumar olmazdı. Karamollaoğlu ve temsil ettiği siyasi çizgi Suriye halkını topyekûn iradesizleştiren, her şeyiyle olayları tamamen Türkiye’nin onları kandırması basitliğine indirgeyen ve gelişmelere sonuçları baz alarak pragmatik zeminde bakan bu yaklaşımlarının ne kadar hakkaniyetten, merhametten, vicdan ve adaletten kopuk olduğunu anlayamayacak düzeyde bir zihinsel şartlanmışlık içerisindeler.

9 Yıl önce Dera’da neler yaşanmıştı?

Suriye’de Dera şehrinde iki bayan doktor telefonla konuşurken; “Hüsnü Mübarek düşmüş, darısı bizim başımıza…” şeklinde hüsnü niyetlerini dile getirdiler.

Telefonları istihbarat tarafından dinlenen bu iki kadın doktor tutuklanıyor ve ceza olarak saçları sıfıra vuruluyordu. Bunun üzerine, bu kadınlardan birinin akrabası olan 12-13 tane çocuk, duvarlara “Halk, düzenin yıkılmasını istiyor.” sloganını yazıyor.(Sözü edilen slogan Arap dünyasında en çok atılan slogandır.) Okulun müdürü bu çocukları istihbarata şikâyet ediyor. Çocukları içeri alıyorlar ve çok ağır işkencelere maruz bırakılıyor.

Çocuklar içeri alınınca, Dera bölgesindeki aşiretlerin reisleri, Dera’nın istihbarat sorumlusuna gidiyor ve bu çocukların bırakılmasını istiyorlar. Ancak hakaretle karşılaşıyorlar ve bunun üzerine bir sonraki gün 1000 kişi çıkıyor sokağa. Çocukların bırakılmamasını ve aşiret reislerine yapılan bu hakareti protesto ediyor.

Dera şehrinde insanlar öldükçe isyan önce bütün şehre yayıldı. İlk başlarda birkaç bin kişi gösterilere çıkarken, kısa bir zaman içinde on binlerce Deralı sokakları doldurmaya başladı. Peygamber torunları olan seyyidlere, Baas rejiminin geçmişten beri büyük baskı uyguladığı biliniyor. Bunun da etkisiyle Dera’daki isyan büyüdükçe diğer şehirlerde de etkisini gösterdi. İsyan dalgası Şam, Lazkiye, Humus, Banyas, Hama, Kamışlı ve Halep’e doğru genişledi.

Cuma günleri namaz sonrası Dera halkına destek için sokağa çıkan diğer şehirlerdeki halka yönelik de yönetim tarafından şiddet kullanılınca, Suriye’deki isyan Esad’ın gitmesini isteyen bir halk ayaklanmasına dönüştü.

 

Kaynak: Haksöz Haber, Tevhid Gündemi

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

spot_imgspot_img

Sıcak Gelişmeler

Benzer Haberler